Tarih: 16 Mart 2025 | Günlerden: Pazar | Saat: 3:46:01
աաա.ʀǟʋʐǟ-ʀǟɖʏօ.Ʈʀ .ɢɠ İslam Dünyasına Açılan Eşsiz Bir Kapı
Toplist Ziyaretçi Defteri Anasayfa
Fikirlerini Paylaş, Sen de Kazanmaya Başla!Fikirlerini Paylaş, Sen de Kazanmaya Başla!

Üye Panelİ

Forum Girisi
Kullanıcı adı:
Sifre:
Şifremi Unuttum | Kayıt Ol

B-S REKLAM

CSS Kutu (Çerçeve) Yapımı
CSS Kutu (Çerçeve) Yapımı

Anket

    • Sayfayı Nasıl Buldunnuz ?
      Gayet Güzel
      İyi
      Normal
      İdare eder
      Kötü

      (Sonucu göster)
  • Etİketler

    Fikirlerini Paylaş, Sen de Kazanmaya Başla!

    Dost Sİteler

    Dini Bilgiler



    BAŞLIK

    Fikirlerini Paylaş, Sen de Kazanmaya Başla!

    İLETİŞİM

    BİZE ULAŞIN
    Geri dönüşüm için lütfen bir adres bırakın!
    E-mail adresin:
    İsmin:
    Mesajın:

    SPONSOR REKLAM

    Esma'ul Hüsna







      "O, yaratan, var eden, sekil veren Allah'tir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun sanini yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir.(Hasr-24)"


      ALLAH
      (Varligi zorunlu olan ve bütün övgülere layik bulunan zatin özel ve en kapsamli adi)


      RAHMÂN
      (Bagislayan, esirgeyen)


      RAHÎM
      (Aciyan, esirgeyen)


      MELIK
      (Görünen ve görünmeyen alemlerin sahibi)


      KUDDÛS
      (Her eksiklikten münezzeh)


      SELÂM
      (Esenlik veren)


      MÜ'MIN
      (Güven veren, vaadine güvenilen)


      MÜHEYMIN
      (Kainatin bütün islerini gözetip yöneten)


      AZÎZ
      (Yenilmeyen yegane galip)


      CEBBÂR
      (Iradesini her durumda yürüten, yaratilmislarin halini iyilestiren)


      MÜTEKEBBIR
      (Azamet ve yüceligini izhar eden))


      HÂLIK
      (Takdirine uygun bir sekilde yaratan)


      BÂRI'
      (Bir model olmaksizin canlilari yaratan)


      MUSAVVIR
      (Sekil ve özellik veren)


      GAFFÂR
      (Daima affeden, tekrarlanan günahlari bagislayan)


      KAHHÂR
      (Yenilmeyen, yegane galip)


      VEHHÂB
      (Karsilik beklemeden bol bol veren)


      REZZÂK
      ((Bedenlerin ve ruhlarin gidasini yaratip veren)


      FETTÂH
      (Iyilik kapilarini açan, hakemlik yapan)


      ALÎM
      (Hakkiyla bilen)


      KÂBID
      (Rizki tutan, canlilarin ruhunu alan)


      BÂSIT
      (Rizki genisleten, ruhlari bedenlerine yayan)


      HÂFID
      (Alçaltan, zillete düsüren)


      RÂFI'
      (Yücelten, izzet ve seref veren)


      MUIZ
      (Yücelten, izzet ve seref veren)


      MÜZIL
      (Alçaltan, zillet veren)


      SEMI'
      (Isiten)


      BASÎR
      (Gören)


      HAKEM
      (Son hükmü veren)


      ADL
      (Mutlak adalet sahibi, asiriliga meyletmeyen)


      LATÎF
      (Yaratilmislarin ihtiyacini en ince noktasina kadar bilip sezilmez yollarla karsilayan)


      HABÎR
      (Her seyin iç yüzünden haberdar olan)


      HALÎM
      (Acele ile ve kizginlikla muamele etmeyen)


      AZÎM
      (Zatinin ve sifatlarinin mahiyeti anlasilamayacak kadar ulu)


      GAFÛR
      (Bütün günahlari bagislayan)


      SEKÛR
      (Az iyilige çok mükafat veren)


      ALÎ
      (Izzet, seref ve hükümranlik bakimindan en yüce, askin)


      KEBÎR
      (Zatinin ve sifatlarinin mahiyeti anlasilamayacak kadar ulu)


      HAFÎZ
      (Koruyup gözeten ve dengede tutan)


      MUKÎT
      (Bedenlerin ve ruhlarin gidasini yaratip veren, bilip gücü yeten ve koruyan)


      HASÎB
      (Kullarina yeten, onlari hesaba çeken)


      CELÎL
      (Azamet sahibi)


      KERÎM
      (Fazilet türlerinin hepsine sahip)


      RAKÎB
      (Gözetleyip kontrol eden)


      MÜCÎB
      (Dileklere karsilik veren)


      VÂSI'
      (Ilmi ve merhameti herseyi kusatan)


      HAKÎM
      (Bütün emirleri ve isleri yerli yerinde olan)


      VEDÛD
      (Çok seven, çok sevilen)


      MECÎD
      (Sanli, serefli)


      BÂIS
      (Ölümden sonra dirilten)


      SEHÎD
      (Her seyi gözlemis olarak bilen)


      HAK
      (Fiilen var olan, mevcudiyeti ve uluhiyyeti gerçek olan)


      VEKÎL
      (Güvenilip dayanilan)


      KAVÎ
      (Her seye gücü yeten, kudretli)


      METÎN
      (Her seye gücü yeten, kudretli)


      VELÎ
      (Yardimci ve dost)


      HAMÎD
      (Övülmeye layik)


      MUHSÎ
      (Her seyi tek tek ve bütün ayrintilariyla bilen)


      MÜBDI'
      (Ilkin yaratan)


      MUÎD
      (Tekrar yaratan)


      MUHYÎ
      (Can veren)


      MÜMÎT
      (Öldüren)


      HAY
      (Ebedi hayatta diri)


      KAYYÛM
      (Her seyin varligi kendisine bagli olup kainati idare eden)


      VÂCID
      (Diledigini diledigi zaman bulan bir müstagni)


      MÂCID
      (Sanli, serefli)


      VÂHID
      (Bölünüp parçalara ayrilmamasi ve benzerinin bulunmamasi anlaminda tek)


      SAMED
      (Arzu ve ihtiyaçlari sebebiyle herkesin yöneldigi ulular ulusu bir müstagni)


      KÂDIR
      (Her seye gücü yeten, kudretli)


      MUKTEDIR
      (Her seye gücü yeten, kudretli)


      MUKADDIM
      (Öne alan)


      MUAHHIR
      (Geriye birakan)


      EVVEL
      (Varliginin baslangici olmayan)


      ÂHIR
      (Varliginin sonu olmayan)


      ZÂHIR
      (Varligini ve birligini belgeleyen birçok delilin bulunmasi açisindan asikar)


      BÂTIN
      (Zatinin görülmesi ve mahiyetinin bilinmesi açisindan gizli)


      VÂLÎ
      (Kainata hakim olup onu yöneten)


      MÜTEÂLÎ
      (Izzet, seref ve hükümranlik bakimindan en yüce, askin)


      BER
      (Iyilik eden, vaadini yerine getiren)


      TEVVÂB
      (Kullarini tövbeye sevkeden ve tövbelerini kabul eden)


      MÜNTAKIM
      (Suçlulari cezalandiran)


      AFÜV
      (Hiçbir sorumluluk kalmayacak sekilde günahlari affeden)


      RAÛF
      (Sefkatli)


      MÂLIKÜ'L-MÜLK
      (Mülkün sahibi)


      ZÜ'L-CELÂLI ve'l-IKRAM
      (Azamet ve kerem sahibi)


      MUKSIT
      (Adaletle hükmeden)


      CÂMI'
      (Toplayip düzenleyen, kiyamet günü hesaba çekmek için mahlukati toplayan)


      GANÎ
      (Her seyden müstagni, kendi disinda her sey O'na muhtaç)


      MUGNÎ
      (Zenginlik verip tatmin eden)


      MÂNI'
      (Dilemedigi seyin gerçeklesmesine müsaade etmeyen, kötü seylere engel olan)


      DÂR
      (Zarar veren)


      NÂFI'
      (Fayda veren)


      NÛR
      (Nurlandiran, nur kaynagi)



      HÂDÎ
      (Yol gösteren, murada erdiren)


      BEDÎ'
      (Esi ve örnegi olmayan, sanatkarane yaratan)


      BÂKÎ
      (Varliginin sonu olmayan)


      VÂRIS
      (Varliginin sonu olmayan)


      RESÎD
      (Bütün isleri isabetli ve hedefine ulasici, irsad edici)


      SABÛR
      (Çok sabirli)


      ©RavzaRadyo.Tr.Gg
      ALLAH c.c En Güzel Isimleri

    Veda Hutbesi





      Veda Hutbesi

      Bismillahirrahmanirrahim

      EY İNSANLAR!

      Sözümü iyi dinleyiniz.Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğiz.

      İNSANLAR!

      Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.


      ASHABIM!

      Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildiren kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.


      ASHABIM!

      Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz deAbdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

      ASHABIM!

      Cahilliyet devrinde güdülen kan dâvâları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.


      İNSANLAR!

      Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurmak gücünü ebedi suretle kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

      İNSANLAR!


      Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzeridne hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki

      hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe döğüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.


      MÜ'MİNLER!


      Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır.

      MÜ'MİNLER!

      Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...


      ASHABIM!

      Nefsinize zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.

      İNSANLAR!

      Allah Teala her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başka bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.

      İNSANLAR!

      Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana -Allah saygısı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.

      İNSANLAR!

      Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?

      "-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz." (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu.)

      Şahid ol yâ Rab!

      Şahid ol yâ Rab!

      Şahid ol yâ Rab!


    İstatistikler

      İstatistikler

      Nerdeyim: ahlak
      Bugün Ziyaretçi: 4
      Bugün Tıklama: 8
      Toplam Ziyaretçi: 136744
      Toplam Tıklama: 278664
      Hangi Ülke: us
      Ülke Kodu: us
      Online: Kişi var
      3.138.183.117

    .: Günün Ayeti :.

    .: Günün Hadis-i Şerif-i :.

    .: Günün Sözü :.

      ...Ecelleri geldiği zaman onu ne bir an geri bırakabilirler, ne de ileri alabilirler.(A'raf-34)   Lezzetleri arındıran ölümü sıkça anınız.   Sözünle cömert, fiilinle cimri olma.(Zeyd bin Sabit)

    Ravza-Radyo =>ahlak

    yazarYazar: Ravza-Radyo | tarihTarih: 16 Mart 2025 |

    ((¯`» Ravza-Radyo «´¯)) ((¯`» İslam Dünyasına Açılan Eşsiz Bir Kapı «´¯))

    ahlak

    AHLAK

    Soru 1 : Rasulüllah (s.a.v.-’e göre en kötü düğün yemeği hangisidir?
    Cevap : Zenginlerin çağrılıp, yoksulların davet edilmediği düğün yemeğidir.

    Soru 2 : İslam’da çocuk terbiyesinin üç ana esası nedir?
    Cevap : a- Çocuğu zararlı etkenlerin tahribatından uzak tutmak. (Ahlaksız çevre, kötü arkadaş)
    b- Başta anne ve baba olmak üzere tüm büyüklerin iyi örnek olmaları.
    c- İyi örnek olmayı, yumuşak olmayı, sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü tatbikatla öğretmek
    ve yaşatmak.
    d- Tüm verilecek terbiyenin İslam’ın müsaade ve teşvik ettiği ölçüler çerçevesinde olmalı.

    Soru 3 : Çocuk terbiyesinin en etkili ve zorunlu yaş dönemi hangisidir?
    Cevap : 0-6 yaş arasıdır. Çünkü Peygamber Efendimiz (s.a.v.-’e çocuğunu ilim öğretmek için
    getiren sahabeye çocuğun yaşını sorduklarında aldıkları cevap altı yaş olunca
    Allah’ın Resulü (s.a.v.) in cevabı: “Geç kalmışsın” olmuştur.

    Soru 4 : İnsanın kendi nefsine karşı görevleri nelerdir?
    Cevap : a- Bedenini terbiye etmek. Çünkü: “Kuvvetli mü’min, zayıf olan bir mü’minden hayırlıdır.”
    b- Sağlığı muhafaza etmek. “Ölümden başka her derdin bir devası vardır.”
    c- Vücudunu yıpratacak şeylerden kaçınmak.
    d- İradeyi kuvvetlendirmek. Hakkı kabul edip, haksızlığı ve zararı ret etmek ve taklit etmemek.
    e- Aklı ve zihni irfan nurlarıyla aydınlatmak.

    Soru 5 : Erkeğin hanımına karşı görevleri nelerdir?
    Cevap : a- Onunla güzel geçinmek, onu korumak ve onu gözetmek.
    b- Onun geçim ihtiyaçlarını üstlenmek ve karşılamak.
    c- Doğruluk, güzellik ve sadakatten ayrılmamak.

    Soru 6 : Kadının erkeğine karşı vazifeleri nelerdir?
    Cevap : a- Kocasının dine uygun emirlerini yerine getirmek ve ona itaat etmek.
    b- Kocasının namus ve şerefini korumak.
    c- Bulunduğu hale kanaatkar olmak.
    d- İsraftan kaçınmak.
    e- Ev hanımı olacak şekilde hareket etmek.

    Soru 7 : Evladın ebeveyne (anne ve babaya- karşı sorumlulukları nelerdir?
    Cevap : a- Saygı gösterip itaat etmek.
    b- Anne ve babaya karşı “ÖF” bile dememek, onları incitmemek.
    c- Onların ihtiyaçları sırasında yanında bulunmak.
    d- Kabirlerini ziyaret etmek ve duada bulunmak.
    e- Vefatlarından sonra onların dostlarına karşı saygı göstermek, ziyaretlerinde bulunmak.

    Soru 8 : Anne ve babanın çocuklarına karşı sorumlulukları nelerdir?
    Cevap : a- Doğduğunda müslüman ismi koymak.
    b- Güçleri nispetinde onları besleyip, büyütmek.
    c- Onları İslam’a göre terbiye etmek.
    d- İslami ilimleri öğretip, kazanç yollarını göstermek.
    e- Onlara fazilet örneği olmak.
    f- Dokuz yaşlarında iken yataklarını ayırmak.
    g- İbadetlere telkin edip alıştırmak.
    h- Akıl baliğ olduktan sonra mümkünse hemen evlendirmek.

    Soru 9 : Yüce Allah (c.c.)’dan korkmak, haram ve şüpheli şeylerden kaçmak ve sakınmaya
    ne ad verilir? Böyle olma hali nedir ve böyle olana ne isim verilir?
    Cevap : İttika denir. Bu hale Takva, takva olan kimseye de Muttaki denir.

    Soru 10: Utanılacak şeylerden insanı koruyan hale, güzel huylarla vasıflanmaya ve güzel huylu
    olmaya ne ad verilir?
    Cevap : Edep denir.

    Soru 11: İhlas ne demektir?
    Cevap : Herhangi bir iş yada ameli güzel bir niyet, saf bir kalple yapmak ve o işe başka
    bir şey karıştırmamaktır.

    Soru 12: Riya ne demektir?
    Cevap : Gösteriş demektir. Bir işi gösteriş için yada bir maddi yarar maksadıyla yapmaktır.

    Soru 13: Tevazu nedir?
    Cevap : Kendini büyük görmemek, insanları hakir görmemek, kendini olduğundan aşağı saymak.

    Soru 14: Allah (c.c.)’a güvenmek, kulluk görevini yaptıktan sonra başarıyı Allah (c.c.)’dan
    beklemek ve insan gücünün yetişemediği şeyleri Allah (c.c.)’a bırakıp ümitsizlik ve
    keder içine düşmemeğe ne denir?
    Cevap : Tevekkül denir.

    Soru 15: Hüsnü zan ve Suizan ne demektir?
    Cevap : Hüsnü zan: Bir iyiliğin üzerine inanç beslemeye, güzel düşünmeye denir. Suizan:
    Her şeyde bir art niyet aramaya, yanlış düşünüp yanlış yorumlamaya denir.

    Soru 16: Dili gereksiz şeylerden koruyup, ihtiyaçtan fazlasını boş yere konuşmamak haline,
    malayani denilen faydasız şeylerle uğraşmak ve ağza her gelen şeyi söylemek gibi
    hallerden kaçınmaya ne denir?
    Cevap : Hıfz-ı Lisan (Dili korumak) denir. Peygamberimiz (s.a.v.)’de “Her kim Allah (c.c.)’a
    ve ahiret gününe iman ediyorsa ya hayır söylesin yada sussun” buyurmuşlardır.

    Soru 17: Utanma, hicap, ar, namus duygularını çirkin şeylerden nefsin arındırılması, edebe
    aykırı bir işin ortaya çıkmasından kalbin duyduğu rahatsızlığa, sıkıntıya ne denir?
    Cevap : Haya denir.“Haya imandandır, insanlardan utanmayan Allah (c.c.)’dan da utanmaz.(hadis)

    Soru 18: Şecaat ne demektir?
    Cevap : Yiğitlik, kahramanlık, kalp metinliği, gerektiğinde tehlikelere atılabilme özelliğidir.

    Soru 19: Yapılan iyiliğin kıymetini bilmek, takdir etmek, söz yada işle memnuniyet göstermeye
    ne denir? Karşıtı Küfran-ı Nimet (Nimeti inkardır.)
    Cevap : Şükür.

    Soru 20: Acıya katlanmak, bedene uygun düşmeyen hallere telaş göstermeden karşı koymak
    olan faziletli hale ve başa gelen belalara “imtihandır” diyerek üzülmeden sonunu
    beklemeye ne denir?
    Cevap : Sabır denir. “Allah (c.c.) sabredenlerle beraberdir.” (Ayet meali)

    Soru 21: Sıla-i Rahim ne demektir?
    Cevap : Akrabayı arayıp sormak, kusurlarını bağışlamak, ihtiyaçlarında yardım etmek, onlarla
    görüşmek, sohbet etmek ve ziyaretlerinde bulunmaktır.“Sıla-i Rahim ömrü uzatır”(Hadis)

    Soru 22: Müslümanların zihin uyanıklığı haline, bir şeyi çabukça anlayış kabiliyetine, bir insanın
    ahlak ve davranışlarını yüzünden anlamak haline ne denir?
    Cevap : Feraset denir. “Mü’minin ferasetinden sakının. Çünkü o,Allah (c.c.)’ın nuru ile bakar”
    buyrulmuştur.

    Soru 23: Kanaat nedir?
    Cevap : Kısmete rıza göstermek, israftan kaçıp orta bir halde hareket etmektir. “Kanaat tükenmez
    bir hazinedir” (Hadis)

    Soru 24: Danışmak, bir işin hayırlı olup olmadığını anlamak için uygun görülen kimselerle görüşüp
    fikirlerini almaya ne denir?
    Cevap : İstişare- Müşavere denir. “Müşavere eden zarar görmemiştir” (Hadis)

    Soru 25: Söz gezdirmek, koğuculuk yapmak, bir kimse aleyhine söylenen sözleri bir kötülük
    maksadı ile o kimseye ulaştırmak gibi yapılan çirkin huya ne denir?
    Cevap : Nemime denir. “Koğucu olan (söz taşıyan- cennete giremez.(Hadis)

    Soru 26: Müslümanların kalbinde zerre kadar dahi bulunsa cennete girmelerine mani günah nedir?
    Cevap : Kibir.

    Soru 27: Kibirin tersi olan kelimedir. Kendini olduğundan aşağı göstermek manasınadır.
    Alçak gönüllülüktür. Böyle olan kişiler kendisinden aşağı olan kişileri küçük görmezler
    ve akranları arasında büyüklenmezler.
    Her şeyi ben bilirim, en iyi ben bilirim demezler. Hatta bazen toprak gibi mütevazi olurlar.
    İnsanı olgunlaştıran ve topluma sevdiren bu güzel huyun adı nedir?
    Cevap : Tevazu.

    Soru 28: Mal, mülk Allah (c.c.)’ındır. Kulun elinde bulunan ve ölmeyecek gibi biriktirdiği her şey
    bir imtihan vasıtasıdır. Kul elindeki bu imkanları, kendisi ve diğer insanlar için en faydalı
    şekilde kullanmakla yükümlüdür.Böyle davranmayan kimseyi ne Allah (c.c.), ne de kullar
    sever. Allah (c.c.)’ın kendisine verdiği mal ve mülk emanetinin hakkını vermemiş olur.
    Cömertlik göstermemek İslam’ın kınadığı, tasvip etmediği kötü huyu kul kazanmış olur.
    Cömert insan hem Allah (c.c.)’a yakın, hem cennete yakın, hem de insanlara yakındır.
    Aynı zamanda cehennemden de uzaktır. Kötü huylu insansa Allah (c.c.)’dan, cennetten,
    insanlardan uzak, cehenneme yakındır. Hem ferdi, hem de içtimai zararları olan bu kötü
    huyun adı ve yine İslam’da hoş görülmeyen bunun aksi huyun adı nedir?
    Cevap : Cimrilik ve İsraf (Savurganlıktır).

    Soru 29: Müslümanların eş, dost, akraba ve yakınlarını, hatta memleketlerini ziyaret etmesi,
    görmesi, ilgi ve alaka kurması anlamına gelir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in bu
    konu ile ilgili çok hadisleri olup, bu iş yapıldığı zaman müslümanların cennete
    gireceklerini müjdelemiştir. İslam alimleride yapılması gereken bu hareketin vacip,
    terkininde haram olduğunu söylemişlerdir. İslam ıstılahında bu güzel işe ne ad verilir?
    Cevap : Sıla-i Rahim.

    Soru 30: İkiyüzlülük ve ara bozuculuğa ne ad verilir.
    Cevap : Nifak

    Soru 31: Aksıran bir müslümanın “Elhamdülillah” demesi gerekir. Buna göre yanında bulunan
    müslüman ne demesi gerekir?
    Cevap : Yerhamükellah demesi gerekir.

    Soru 32: Başkalarının evine gireceğimiz zaman öncelikle hangi kurallara dikkat etmemiz gerekir?
    Cevap : a- Selam veririz
    b- Adımızı söyleriz
    c- Sıfatımızı söyleriz
    d- Künyemizi bildiririz.

     
    Bugün 4 ziyaretçi (8 klik) kişi burdaydı!
    Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
    Ücretsiz kaydol