Yukarı Facebook Twitter Google+ Aşağı
|
TR EN
Ara
Son Dakika: Tasarımınıza yepyeni özellikler ekleniyor! | Daha fazla detay için ziyaret edin...
Sol Bölüm

Namaz Vakitleri

Ravza Takvim

Tarihte Bugün

>Tarihte Bugün

    Günlük Ayet Meali

    Cuma Hutbesi Arşivi

    Esmaül Hüsna

    Dijital Zikir Sayacı

    Tarayıcı Bildirimleri

    Yayın başlayınca bildirim almak için abone olun.

    Hava Durumu

    ((¯`» Ravza-Radyo «´¯)) ((¯`» İslam Dünyasına Açılan Eşsiz Bir Kapı «´¯))

    semavi kitaplar hz muhammed asvi mujdeliyor

    Semavî Kitaplar Hz. Muhammed (asv)’i Müjdeliyor.

    Hz. Muhammed (asv):Allah’ın elçisidir.

    Ahir zaman Nebisidir.

    İnsanlara ve cinlere imamdır.

    Hâtemü’l-Enbiya’dır/Peygamberlerin sonuncusudur..

    Ne acayiptir ki, bizler bu sözlerin doğruluğuna semavi kitapları delil yaparken, kitap ehli olan Yahudi ve Hristiyanlar kendi kitaplarından habersiz olarak Hz. Muhammedi (asv) inkar etmektedirler.

    Bizler burada, İncil’i, Tevrat’ı ve Zebur’u delil yaparak iki kere iki dört eder katiyetinde ispat edeceğiz ki, o semavi kitaplar Hz. Muhammed (asv)’den haber veriyor ve O’nun geleceğini müjdeliyor.

    Bu bölümü hazırlamaktaki maksadımız; memleketimizde ve diğer İslam memleketlerinde sürdürülen misyonerlik faaliyetlerine bir set çekmek; Müslümanların eline, Hristiyan ve Yahudilere karşı bir delil vermek ve Peygamberimiz (asm)’ın semavi kitaplarda dahi müjdelendiğini ispat ederek Müslümanların imanının artmasına vesile olmak ve kitap ehli olan Yahudi ve Hristiyanları da artık insaf ile hakkı görmeye çağırıp onları İslama davet etmektir.

    Şimdi Ehl-i kitabın, Hz. Muhammed (asv)’ın peygamberliğini bildiklerini, hatta O’nu kendi evlatları gibi tanıdıklarını beyan eden Kur’an ayetlerinden bir kısmının kısaca izahına geçiyoruz:

    1. “Kendilerine kitap verdiklerimiz O’nu (Hz. Muhammed’i) evlatlarını tanıdıkları gibi tanırlar. Hal böyleyken içlerinden bir kısmı bile bile hakkı gizlerler.” (Bakara, 2/146)

    Bu ayet-i kerime, Peygamberimiz (asm)’in vasıflarının İncil, Tevrat ve Zebur’da zikredildiğini ve Ehl-i kitabın alimlerinin, öz oğullarını tanıdıkları gibi Resulullah (asm)’ı tanıdıklarını haber vermektedir.

    Hz. Ömer (ra), önceleri Yahudi alimi iken Müslüman olarak İslam’la şereflenen Abdullah İbn-i Selam’a bu ayetin manasını sorduğunda İbn-i Selam şöyle cevap vermiştir:

    “Ben Hz. Muhammed’i oğlumdan daha iyi tanıyorum. Çünkü Allah Teâlâ O’nu bize, sıfatlarıyla kitabımız olan Tevrat’ta bildirmiştir. Allah asla yalan söylemez. Amma oğlumun annesi hainlik etmiş olabilir. Kadınların ne yaptığını bilmem, fakat Tevrat’ın haber verdiğinden asla şüphe etmem.”[1]

    2. “Artık sana bu ilim geldikten sonra kim onun hakkında seninle çekişirse, de ki, gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım ve hep beraber dua ve niyaz edelim de Allah’ın lanetini yalancıların üzerine kılalım.” (Al-i İmran, 3/61)

    Bu ayetin iniş sebebi şu hadisedir; Peygamberimiz (asm) Necran Hristiyanlarından bir gruba delilleri okuduktan sonra, onlar yine de batıl inançlarında ısrar edince, Efendimiz (asm) onlara:

    “Şüphesiz Allah, bu delilleri kabul etmediğiniz takdirde sizinle lanetleşerek beddua etmemi istedi.”

    buyurdu. Efendimiz (asm)’in bu meydan okumasına karşı, Hristiyanlar lanetleşmeden kaçarak cizye vermeyi kabul ettiler.[2]  İşte bu olay Peygamberimiz (asm)’in doğruluğuna iki yönden delildir.

    1. Efendimiz (asm) onları, lanetleşme sonunda üzerlerine inecek azap ile korkutmuştur. Eğer Necran Hristiyanları bunu kabul ederek karşılıklı lanetleşmeye kalksalardı ve neticesinde onlara bir azap gelmeseydi, bu, Efendimiz (asm)’ın kendi yalanını ortaya çıkarması  demek olurdu ki, insanların en akıllısı olan Hz. Muhammed (asv) gibi bir zatın -haşa- kendi yalanını ortaya çıkaracak bir işe teşebbüs etmeyeceği herkesçe bilinen bir gerçektir. Demek, Hz. Muhammed (asv) azabı indirecek Rabbine son derece güvenmektedir ki, böyle bir meydan okumaya kalkışmıştır. Bu da ancak O’nun Allah’ın Resulü olmasıyla izah edilebilir. 
    2. Necran Hristiyanları bu hadise sonunda  lanetleşmekten kaçarak cizye ödemeyi kabul etmişlerdir. Tevrat ve İncili çok iyi bilen bu kişilerin, Efendimiz (asm) ile lanetleşmeye girişememeleri, ancak ve ancak Hz. Muhammed (asv)’ın ahir zaman peygamberi olduğunu kati bir şekilde bilmelerindendir. Sırf bir peygamberin lanetini almamak için cizye vermeyi kabul ederek lanetleşmeden kaçmışlardır. Demek, Ehl-i kitap, Peygamberimiz (asm)’ın risaletini kendi kitaplarından okuyarak öğrenmişlerdi.

    Tefsirini yaptığımız bu iki ayet gibi onlarca Kur’an ayeti haber vermektedir ki, Ehl-i kitap, Peygamberimiz (asm)’ın risaletini bilmektedir. Ancak bizim bu çalışmamızdaki amacımız; Ehl-i kitabın Efendimiz (asm)’ın peygamberliğini bildiğini, Kur’an’ın ayetleriyle değil, İncil, Tevrat ve Zebur’un ayetleriyle ispat etmek olduğundan; meselemize delil olan Kur’an ayetlerinin izahına girmeyeceğiz. Yalnız bu konudaki bir kısım Kur’an ayetlerinin sadece mealini naklederek İncilin Efendimiz (asm)’dan haber veren ayetlerine geçeceğiz.

    “Ey kitap ehli! Niçin hakkı batılla karıştırıyor ve bildiğiniz halde gerçeği gizliyorsunuz.” (Al-i İmran, 3/71)

    “Kendilerine kitap verdiklerimiz bilirler ki, O Kur’an hiç şüphesiz Rabbinden hak olarak indirilmiştir.”(En’am, 6/114)

    “Ne zaman ki Yahudilere bildikleri Kur’an geldi, hemen onu inkar ettiler. Allah’ın laneti kafirlerin üzerindedir.”(Bakara, 2/89)

    “Eğer sana indirdiğimizden şüphe içinde isen senden önce kitap okuyanlara sor.”(Yunus, 10/94)

    “Allah tarafından kendilerine, yanlarında bulunan Tevrat’ı tasdik edici bir elçi (Hz. Muhammed) geldiğinde, kendilerine kitap verilen o kimselerden bir grup sanki bilmiyorlarmış gibi Allah’ın kitabını sırtlarının arkalarına attılar (terk ettiler).”(Bakara, 2/101)

    “Ey Ehl-i kitap! Gerçeğe şahitlik yaptığınız halde niçin Allah’ın ayetlerini yalanlıyorsunuz?” (Al-i İmran, 3/70)

    “Bir vakit Meryem oğlu İsa şöyle dedi; Ey İsrailoğulları! Ben size Allah’ın elçisiyim, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek olan Ahmed adındaki bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim. Fakat O, kendilerine apaçık deliller getirince; ‘Bu apaçık bir büyüdür.’ dediler.”(Saff, 61/6)


    _______________________________________________

    [1]Vâhidî, s. 47; Râzî, Tefsîr, IV, 116.
    [2]Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri, Hisar Yayınevi: 2/277-278.

    Yazar: 
    Bugün 29 ziyaretçi (685 klik) kişi burdaydı!
    Sağ Bölüm

    İstatistikler

    Neredeyim: semavi kitaplar hz muhammed asvi mujdeliyor

    Bugün Ziyaretçi: 29

    Bugün Tıklama: 685

    Toplam Ziyaretçi: 146514

    Toplam Tıklama: 297980

    Hangi Ülke: us

    Ülke Kodu: us

    Online: Kişi var

    IP Adresi: 216.73.216.186

    Veda Hutbesi

    'Ey İnsanlar!'

    Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayız.

    'İnsanlar!'

    Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl bir mübarek şehir ise; canlarınız, mallarınız, namuslarınız da mukaddestir, her türlü tecavüzden korunmuştur.

    'Ashabım!'

    Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız. O da sizi yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekecektir...

    'Ey İnsanlar!'

    Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim...

    'Ey Müminler!'

    Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız...

    'Müminler!'

    Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslüman'ın kardeşidir...

    'Ey İnsanlar!'

    Rab'biniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız...

    'İnsanlar!'

    Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz? Sahabe-i Kiram hep birden şöyle dediler: "Allah'ın elçiliğini ifa ettiniz, vazifenizi hakkı ile yerine getirdiniz..."

    'Şahid ol ya Rab! Şahid ol ya Rab! Şahid ol ya Rab!'

    Anket

    Sayfayı Nasıl Buldunuz?

    Anket sonuçlarını görmek için buraya tıklayın.

    Kırk Hadis

    1-Âfetü’l ilmi en nisyanü: İlmin afeti unutmaktır.
    ************************
    2-Ettuhuru şatru’l iman: Temizlik imanın yarısıdır.
    ************************
    3-A’kilhâ ve tevekkel: (Deveyi) bağla ve tevekkül et.
    ************************
    4-Sûmû tesihhû: Oruç tutun, sıhhat bulun.
    **********************
    5-Es-salâtü imâdü’d dini: Namaz dinin direğidir.
    *************************
    6-Talebü’l helali cihadün: Helal peşinde koşmak cihaddır.
    ******************************
    7-El-kelimü’t tayyibetü sadakatün: Güzel söz sadakadır.
    ***************************
    8-El cennetü tahte zılâli’s süyuf: Cennet kılıçların gölgesi altındadır.
    *************************
    9-El mecalisü bi’l emaneti: Meclislerdeki sözler emanettir.
    ***************************
    10-Ed-dellü alel hayri kefailihi:Hayra vesile olan yapan gibidir.
    ****************************
    11-El cennetü dâr-ül eshıya: Cennet cömertler yurdudur.
    *************************
    12-Es- savmü nısf’us sabr: Oruç sabrın yarısıdır.
    ************************
    13-Es sabru nısf’ul iman: Sabır imanın yarısıdır.
    ***********************
    14-Et tebessümü sadakatun: Tebessüm etmek sadakadır.

    ************************
    15-Es sabru miftahul ferec: Sabır, başarının anahtarıdır.
    ************************
    16-Es sabru ınde sadmetül ula: Sabır, musi,betin ilk anındakidir.
    ************************
    17-Efdalü’l ibadeti edvamuha: İbadetin efdali devamlı olanıdır.
    ************************
    18-El Kur’anü hüved deva: Kur’an, sırf devadır.
    ************************
    19-Men samete reca: Dilini tutan kurtuldu.
    ************************
    20-Re’sü’l hikmeti mehafetullah: Hikmetin başı Allah korkudur.
    ************************
    21-El idetü atiyyetün: Vaad edilen verilmelidir.
    ************************
    22-Ed duaü silahu’l mümin: Dua müminin silahıdır.
    ************************
    23-İsmah yusmah leke: Müsamaha et ki sende göresin.
    ************************
    24-Es salatü nur’ul mümin: Namaz müminin nurudur.
    ************************
    25-En nedametü tevbetün: Pişmanlık tövbedir.
    ************************
    26-El mescidü beytü külli takiyyin: Mescid, takva sahiplerinin evidir.
    ************************
    27-Ed dinü en nasiha: Din nasihattir.
    ************************
    28-Ed duaü hüvel ibadetü: Dua ibadettir.

    ************************
    29-El cümuatü haccü’l mesakin: Cuma fakirlerin haccıdır.
    ************************
    30-Hüsnü’s suali nısfu’l ilim: Güzel soru, ilmin yarıdır.
    ************************
    31-Es selamü kable’l kelam: Önce selam, sonra kelam.
    ************************
    32-İzâ gadibte fe’skut: Öfkelendiğinde sus.
    ************************
    33-Kesretü’d dahiki tumitül kalb: Çok gülmek kalbi öldürür.
    ************************
    34-Es savmu cünnetün: Oruç kalkandır.

    35-Es subhatü temneu’r rızk: Sabah uykusu, rızka engeldir.
    ************************
    36-El hamrü ummü’l habais: İçki, kötülüklerin anasıdır.
    ************************
    37-Zina’l uyûni en nazaru: gözlerin zinası bakmaktır.
    ************************
    38-El kanâatü mâlün la yenfedü: Kanaat bitmez bir sermayedir.
    ************************
    39-El hayaü minel iman: Hayâ(utanma duygusu) imandandır.
    ************************
    40-El mer’ü ala dini halilihi: Kişi, arkadaşının dini üzeredir.

    Bağış

    Desteklerinizle değişim yaratabilirsiniz.

    Mobil Uygulama Tanıtımı

    Ravza Radyo'nun mobil uygulamasını indirin.

    Kullanıcı Giriş/Kayıt

    Hadis yükleniyor...

    Sureler Ve Dualar

    Sureler Ve Dualar



    İlahiler

    Ya Nabi Salam Alayka - Maher Zain
    Medine'ye Varamadım - Osman Gündüz
    Gül Yüzüne - Abdurrahman Önül
    Sende Bir Gün Öleceksin - A.Önül
    Nurundan Ya RasulAllah - Ali Kırış
    Beyaz Giyme Toz Olur - Grup Dergah
    Ağla Gözlerim - Hasan Dursun
    Allah'ım Sana Geliyorum - Sedat Uçan
    Seninle Ağlarım - Grup Yürüyüş
    Ey Allah'ım - Sami Yusuf