Yukarı Facebook Twitter Google+ Aşağı
|
TR EN
Ara
Son Dakika: Tasarımınıza yepyeni özellikler ekleniyor! | Daha fazla detay için ziyaret edin...
Sol Bölüm

Namaz Vakitleri

Ravza Takvim

Tarihte Bugün

>Tarihte Bugün

    Günlük Ayet Meali

    Cuma Hutbesi Arşivi

    Esmaül Hüsna

    Dijital Zikir Sayacı

    Tarayıcı Bildirimleri

    Yayın başlayınca bildirim almak için abone olun.

    Hava Durumu

    ((¯`» Ravza-Radyo «´¯)) ((¯`» İslam Dünyasına Açılan Eşsiz Bir Kapı «´¯))

    is seferi

    Îs Seferi

    (Hicret’in 6. senesi Cemaziyelevvel ayı)

    Ku­reyş müşriklerine âit bir ticaret kervanının Şam’dan Mekke’ye doğru gitmekte olduğu, Medine’de işitildi.

    Peygamber Efendimiz, Ku­reyş müşriklerini iktisaden güç durumda bırak­mak maksadıyla, Hz. Zeyd b. Hârise kumandasında yüz yetmiş kişilik bir sü­vari birliğini bu kervanı ele geçirmek üzere yola çıkardı.

    Mücahitler, İs denilen mevkide Ku­reyş kervanına rast­geldi­ler: Ker­vandaki mallara el koydular, adamları da esir aldılar. Resûl-i Ekrem Efendimizin keri­mesi Hz. Zey­neb’­in kocası olan Ebu’l-Âs b. Rebî de bu esirler arasındaydı.

    Mücahitler, malları ve esirleri Medine’ye getirdiler. Peygamber Efendimiz, malları mücahitler arasında taksim etti.[1]

    Ebu’l-Âs’ın Serbest Bırakılması

    Ebu’l-Âs, Hz. Zeyneb’e, “Babandan, benim için eman al” diye ha­ber gönde­re­rek himâyesini istedi.

    Hz. Zeyneb de, onu himâyesi altına aldığını Müslümanlara bildirdi. Pey­gam­ber Efendimiz de, kerimesine, “Senin himâyeye aldığın kimseyi, biz de hi­mâyemiz altına aldık!” diye buyurdu.[2]

    Hz. Zeyneb, Resûl-i Ekrem Efendimizden, Ebu’l-Âs’ın ganimet alınan malla­rı­nın da geri verilmesini rica etti. Resûl-i Ekrem Efendimiz de bunu mü­ca­hit­ler­den istedi. Mücahitler de, aldıkları malların tamamını getirip ona ge­ri ver­di­ler.

    Ebu’l-Âs’ın, Müslüman Olduğunu Açıklaması

    Ebu’l-Âs, geri aldığı mallarla Mekke’ye döndü, sahiplerine haklarını teslim et­ti; sonra, “Ey Ku­reyşliler! Kimsenin bende malı veya hakkı kaldı mı?” diye sordu.

    “Hayır...” dediler. “Yanında hiçbir malımız ve hakkımız kal­madı!”

    Başta Re­sû­lul­lah olmak üzere, zevcesi Hz. Zeyneb’ten ve Müslümanlardan gördüğü âlicenab muamele karşısında Ebu’l-Âs’ın mana âlemi değişmişti. Bu­nu Ku­reyş müşriklerine de şöylece açıkla­dı:

    “Vallahi, yanınıza gelmeden önce, Müslüman olmamı engelleyen tek şey, ‘Mallarımızı götürmek için Müslüman oldu’ diye yapacağınız dedikodudan duyduğum endişeydi. Fakat şimdi mallarınızı teslim etmiş bulunuyorum. Şe­hâdet ederim ki Allah’tan başka ilâh yoktur ve yine şe­hâ­det ederim ki Mu­hammed, Allah’ın kulu ve Resûlüdür!”[3]

    Daha sonra Ebu’l-Âs, Medine’ye İslamiyetle şereflenmiş halde döndü. Pey­gamber Efendimiz de yine Hz. Zey­neb’i ona verdi.[4]

    ABDURRAHMAN B. AVF’IN DÛMETÜ’L-CENDEL’E GÖNDERİLMESİ

    (Hicret’in 6. senesi Şâban ayı)

    Bu tarihte Peygamber Efendimiz, Abdurrahman b. Avf Hazretleri kuman­dasında yedi yüz kişilik bir birlik hazırladı. Birliğin vazifesi, Dûmetü’l-Cendel beldesi halkını İslami­ye­te davet etmekti.

    Resûl-i Ekrem Efendimiz, Abdurrahman b. Avf Hazretlerine sancağını tes­lim ettiği sırada Allah’a hamd ve senâda bulunduktan sonra, mücahitlere şöyle hitap etti:

    “Hepiniz Allah yolunda, Allah’ın ismiyle gazâ ediniz! Kâfirlerle çarpışınız! Ganimet mallarına hıyanet etmeyiniz! Ahdinizi bozmayınız! Öldürdüklerini­zin burun, kulak gibi uzuvlarını kesmeyiniz! Küçük çocukları öldürmeyiniz!”[5]

    Efendimiz, sonra da bütün Müslümanlara şu umumî dersini verdi:

    “Ey insanlar! Zamanla size gelip çatacak beş musibetten Allah’a sı­ğınırım:

    “Bir kavimde çirkin hareketler yayılıp açığa vurulunca, şüphesiz, kendile­rinden önce geçmiş kavimlerde görülmedik veba, acılar ve ağrılar onlar ara­sında ortaya çıkar!

    “Bir kavim, ölçüde, tartıda eksiklik yaptı mı, muhakkak kuraklık ve kıtlık yıllarına, geçim sıkıntısına, hükümdar zulmüne uğrarlar!

    “Mallarının zekâtını vermeyen kavimlerin, gökten yağan yağmurları kesilir!

    “Allah ve Resûlünün ahdini bir kavim bozdu mu, muhakkak düşmanları onların üzerine salınır. Onlar da, kavmin el ve avuçlarındakilerden bir kısmını çekip alırlar!

    “Bir kavmin idarecileri, Allah’ın kitabına uygun hareket etmediler mi, Al­lah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmeyi onurlarına yedirmediler mi, o zaman Allah da onların arasına tefrika ve harp sokar!”[6]

    Bundan sonra Abdurrahman b. Avf Hazretleri, beraberindeki Müslüman­larla Dûmetü’l-Cendel’e hareket etti. Oraya varınca onları İslamiyete davet etti. Bu davetini üç gün tekrarladı.

    Üçüncü günü Hıristiyan olan reisleri Esbağ b. Amr el-Kelbî, İslamiyetle mü­şerref oldu. Onunla birlikte birçok kimse de imana geldi.[7]Müslüman olma­yanlar ise cizye [vergi] vermek üzere orada kaldılar.

    Peygamber Efendimiz, Medine’den uğurlarken Abdurrahman b. Avf Haz­retlerine, “Eğer onlar İslamiyeti kabul ederlerse, reislerinin kızıyla evlen” diye buyurmuştu.

    Hz. Abdurrahman, Nebiyy-i Muhterem Efendimizin bu emri üzerine reis­leri Asbağ’ın kızı Tümâdır’la evlendi ve onu da yanına alarak Müslümanlarla birlikte Medine’ye döndü.[8]

    PEYGAMBERİMİZİN İLK YAĞMUR DUASI

    Hicret’in 6. yılında büyük bir kuraklık ve kıtlık her tarafı sarmıştı.

    Ramazan ayında bir Cuma günü, Resûl-i Ekrem Efendimiz hutbe irad bu­yururken kendisinden, “Allah’a dua et de bize yağmur versin” diye rica edildi.

    Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, “Allahım, bize yağmur ver! Allahım, bize yağmur ver! Allahım, bize yağmur ver!” diyerek dua etti.[9]

    Bir anda ayna gibi berrak olan gökyüzünde bulutlar belirdi ve yağmur yağmaya başladı.

    Peygamber Efendimiz bu sefer, “Allahım, bu yağmuru bardaktan boşanır­casına yağdır ve hakkımızda hayırlı kıl!”[10]diye dua etti.

    Enes b. Mâlik der ki:

    “Üzerimize öyle yağmur yağdı ki neredeyse evlerimize gitme imkânı bula­mayacaktık! O gün, ertesi gün, daha ertesi gün, ta öteki Cuma’ya kadar yağ­mur yağmaya devam etti.”[11]

    Cuma günü Peygamber Efendimiz yine hutbe irad ederken, bu sefer yağ­murun dinmesi için dua yapmasını rica ettiler.

    “Yâ Re­sû­lal­lah! Evler, yağmurdan yıkılmaya başladı; yollar kapandı. Al­lah’a dua etsen de yağmuru kesse!”[12]

    Resûl-i Kibriya Efendimiz, tebessüm buyurdular, sonra da ellerini kaldıra­rak, “Allahım, çevremize yağdır, üzerimize değil!”[13]diye dua etti.

    Yine Enes b. Mâlik der ki:

    “Re­sû­lul­lah (a.s.m.) dua ederken de eliyle, semânın neresine işaret ettiyse orası açıldı ve Medine üstü, açık bir meydan gibi oldu. Medine çevresine yağ­mur yağarken, Medine’ye bir damla bile düş­mü­yordu. Etraftan gelenler, ora­larda bol bol yağmur yağdığını haber vermekte idiler.”[14]

    Bu, Resûl-i Ekrem Efendimizin yaptığı ilk yağmur duasıdır. Bun­dan başka çeşitli zamanlarda beş yağmur duası yapmışlardır.


     

    __________________________________________________________________________

    [1]İbn Sa’d, Tabakat, c. 2, s. 87.
    [2]İbn Sa’d, a.g.e., c. 8, s. 33; İbn Seyyid, Uyûnü’l-Eser, c. 2, s. 106.
    [3]İbn Sa’d, a.g.e., c. 8, s. 33; Halebî, İnsanü’l-Uyûn, c. 3, s. 177.
    [4]İbn Sa’d, a.g.e., c. 8, s. 33; İbn Esir, Üsdü’l-Gabe, c. 5. s. 237; Halebî, a.g.e., c. 3, s. 177.
    [5]İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 280; Halebî, İnsanü’l-Uyûn, c. 3, s. 184.
    [6]İbn Hişam, a.g.e., c. 4, s. 280.
    [7]İbn Sa’d, Tabakat, c. 2, s. 89.
    [8]İbn Sa’d, a.g.e., c. 2, s. 89, c. 3, s. 129; Halebî, a.g.e., c. 3, s. 184.
    [9]Buharî, Sahih, c. 1, s. 179; Müslim, Sahih, c. 2, s. 613.
    [10]Buharî, a.g.e., c. 1, s. 179.
    [11]Buharî, a.g.e., c. 1, s. 179; Ahmed İbn Hanbel, Müsned, c. 3, s. 261.
    [12]Ahmed İbn Hanbel, a.g.e., c. 3, s. 261.
    [13]Ahmed İbn Hanbel, a.g.e., c. 3, s. 104; Müslim, a.g.e., c. 2, s. 613.
    [14]Müslim, a.g.e., c. 2, s. 614.

    Yazar: 
    Bugün 29 ziyaretçi (454 klik) kişi burdaydı!
    Sağ Bölüm

    İstatistikler

    Neredeyim: is seferi

    Bugün Ziyaretçi: 29

    Bugün Tıklama: 454

    Toplam Ziyaretçi: 146514

    Toplam Tıklama: 297751

    Hangi Ülke: us

    Ülke Kodu: us

    Online: Kişi var

    IP Adresi: 216.73.216.186

    Veda Hutbesi

    'Ey İnsanlar!'

    Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayız.

    'İnsanlar!'

    Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl bir mübarek şehir ise; canlarınız, mallarınız, namuslarınız da mukaddestir, her türlü tecavüzden korunmuştur.

    'Ashabım!'

    Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız. O da sizi yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekecektir...

    'Ey İnsanlar!'

    Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim...

    'Ey Müminler!'

    Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız...

    'Müminler!'

    Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslüman'ın kardeşidir...

    'Ey İnsanlar!'

    Rab'biniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız...

    'İnsanlar!'

    Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz? Sahabe-i Kiram hep birden şöyle dediler: "Allah'ın elçiliğini ifa ettiniz, vazifenizi hakkı ile yerine getirdiniz..."

    'Şahid ol ya Rab! Şahid ol ya Rab! Şahid ol ya Rab!'

    Anket

    Sayfayı Nasıl Buldunuz?

    Anket sonuçlarını görmek için buraya tıklayın.

    Kırk Hadis

    1-Âfetü’l ilmi en nisyanü: İlmin afeti unutmaktır.
    ************************
    2-Ettuhuru şatru’l iman: Temizlik imanın yarısıdır.
    ************************
    3-A’kilhâ ve tevekkel: (Deveyi) bağla ve tevekkül et.
    ************************
    4-Sûmû tesihhû: Oruç tutun, sıhhat bulun.
    **********************
    5-Es-salâtü imâdü’d dini: Namaz dinin direğidir.
    *************************
    6-Talebü’l helali cihadün: Helal peşinde koşmak cihaddır.
    ******************************
    7-El-kelimü’t tayyibetü sadakatün: Güzel söz sadakadır.
    ***************************
    8-El cennetü tahte zılâli’s süyuf: Cennet kılıçların gölgesi altındadır.
    *************************
    9-El mecalisü bi’l emaneti: Meclislerdeki sözler emanettir.
    ***************************
    10-Ed-dellü alel hayri kefailihi:Hayra vesile olan yapan gibidir.
    ****************************
    11-El cennetü dâr-ül eshıya: Cennet cömertler yurdudur.
    *************************
    12-Es- savmü nısf’us sabr: Oruç sabrın yarısıdır.
    ************************
    13-Es sabru nısf’ul iman: Sabır imanın yarısıdır.
    ***********************
    14-Et tebessümü sadakatun: Tebessüm etmek sadakadır.

    ************************
    15-Es sabru miftahul ferec: Sabır, başarının anahtarıdır.
    ************************
    16-Es sabru ınde sadmetül ula: Sabır, musi,betin ilk anındakidir.
    ************************
    17-Efdalü’l ibadeti edvamuha: İbadetin efdali devamlı olanıdır.
    ************************
    18-El Kur’anü hüved deva: Kur’an, sırf devadır.
    ************************
    19-Men samete reca: Dilini tutan kurtuldu.
    ************************
    20-Re’sü’l hikmeti mehafetullah: Hikmetin başı Allah korkudur.
    ************************
    21-El idetü atiyyetün: Vaad edilen verilmelidir.
    ************************
    22-Ed duaü silahu’l mümin: Dua müminin silahıdır.
    ************************
    23-İsmah yusmah leke: Müsamaha et ki sende göresin.
    ************************
    24-Es salatü nur’ul mümin: Namaz müminin nurudur.
    ************************
    25-En nedametü tevbetün: Pişmanlık tövbedir.
    ************************
    26-El mescidü beytü külli takiyyin: Mescid, takva sahiplerinin evidir.
    ************************
    27-Ed dinü en nasiha: Din nasihattir.
    ************************
    28-Ed duaü hüvel ibadetü: Dua ibadettir.

    ************************
    29-El cümuatü haccü’l mesakin: Cuma fakirlerin haccıdır.
    ************************
    30-Hüsnü’s suali nısfu’l ilim: Güzel soru, ilmin yarıdır.
    ************************
    31-Es selamü kable’l kelam: Önce selam, sonra kelam.
    ************************
    32-İzâ gadibte fe’skut: Öfkelendiğinde sus.
    ************************
    33-Kesretü’d dahiki tumitül kalb: Çok gülmek kalbi öldürür.
    ************************
    34-Es savmu cünnetün: Oruç kalkandır.

    35-Es subhatü temneu’r rızk: Sabah uykusu, rızka engeldir.
    ************************
    36-El hamrü ummü’l habais: İçki, kötülüklerin anasıdır.
    ************************
    37-Zina’l uyûni en nazaru: gözlerin zinası bakmaktır.
    ************************
    38-El kanâatü mâlün la yenfedü: Kanaat bitmez bir sermayedir.
    ************************
    39-El hayaü minel iman: Hayâ(utanma duygusu) imandandır.
    ************************
    40-El mer’ü ala dini halilihi: Kişi, arkadaşının dini üzeredir.

    Bağış

    Desteklerinizle değişim yaratabilirsiniz.

    Mobil Uygulama Tanıtımı

    Ravza Radyo'nun mobil uygulamasını indirin.

    Kullanıcı Giriş/Kayıt

    Hadis yükleniyor...

    Sureler Ve Dualar

    Sureler Ve Dualar



    İlahiler

    Ya Nabi Salam Alayka - Maher Zain
    Medine'ye Varamadım - Osman Gündüz
    Gül Yüzüne - Abdurrahman Önül
    Sende Bir Gün Öleceksin - A.Önül
    Nurundan Ya RasulAllah - Ali Kırış
    Beyaz Giyme Toz Olur - Grup Dergah
    Ağla Gözlerim - Hasan Dursun
    Allah'ım Sana Geliyorum - Sedat Uçan
    Seninle Ağlarım - Grup Yürüyüş
    Ey Allah'ım - Sami Yusuf