Yukarı Facebook Twitter Google+ Aşağı
|
TR EN
Ara
Son Dakika: Tasarımınıza yepyeni özellikler ekleniyor! | Daha fazla detay için ziyaret edin...
Sol Bölüm

Namaz Vakitleri

Ravza Takvim

Tarihte Bugün

>Tarihte Bugün

    Günlük Ayet Meali

    Cuma Hutbesi Arşivi

    Esmaül Hüsna

    Dijital Zikir Sayacı

    Tarayıcı Bildirimleri

    Yayın başlayınca bildirim almak için abone olun.

    Hava Durumu

    ((¯`» Ravza-Radyo «´¯)) ((¯`» İslam Dünyasına Açılan Eşsiz Bir Kapı «´¯))

    kurata seferi

    Kurata Seferi

    (Hicret’in 6. senesi Muharrem ayı)

    Bu tarihte, Peygamber Efendimiz ashaptan Muhammed b. Mesleme Hazret­leri kumandasındaki otuz kişilik bir süvari birliğini Necid diyarında bulunan Bekir b. Kilâboğulları üzerine gönderdi.

    Mücahitler, bu kabileye âit Şerebbe mevkiine vardıklarında, Be­nî Muha­rip’ten bir toplulukla karşılaştılar. Aralarında çatışma vuku buldu. Muharipo­ğullarından bazıları öldürüldü; sağ kalanlar ise kaçtılar. Mücahitler, onların geride kalan çoluk çocuklarına ise dokunmadılar.

    Daha sonra mücahitler, Benî Bekirlerin bulunduğu yere kadar ilerlediler. Ani­den baskında bulunarak on kadar adamlarını öldürdüler. Bir kısım davar ve develerini de ganimet olarak aldılar. Muhariplerle Benî Bekirlerden alınan ganimet mallar, yüz elli deve ile üç bin davarı buluyordu.

    Birlik kumandanı Muhammed b. Mesleme (r.a.), bunların beşte birini Pey­gamber Efendimiz için ayırdı, geri kalanını ise mücahitlere bölüştürdü.

    Mücahitler, Medine’ye dönerken yolda Benî Hanife kabilesinden Sümâme b. Üsâl’i yakaladılar. Sümame, Mek­ke’ye um­re haccı yapmaya gidiyordu.

    Müslüman süvari birliği, Muharrem ayının son gecesinde Medine’ye dön­dü.[1]

    Sümâme b. Üsâl’in Müslüman Oluşu

    Mücahitler tarafından esir alınan Sümâme b. Üsâl, Yemame halkının ileri ge­lenlerindendi. Bir ara, Peygamber Efendimizin vücudunu ortadan kaldırma teşebbüsüne geçmiş ise de, amcası onu bu cinayeti işlemekten alıkoymuştu. Resûl-i Ekrem Efendimiz de, bunun üzerine Sü­ma­me’­nin kanının dökülmesini mübah saymıştı.[2]

    Sümame’yi Pey­gam­be­ri­mizin huzuruna getiren mücahit­ler, onu tanımı­yor­lardı. Resûl-i Ekrem onlara, “Kimi ya­kalamış olduğunuzu biliyor musu­nuz? Yakaladığınız bu adam, Benî Hanife kabilesi Efendisi Sümâme b. Üsâl’dir. Ona iyi davranınız” diye buyurdu.

    Sahabeler, onu Mescid-i Şerif’te barındırdılar.

    Resûl-i Ekrem Efendimiz, mescide gidip Sümame’nin ya­nına vardı.

    “Ey Sümame! Gönlünde ne var, içinden ne geçiriyorsun?” diye sordu.

    Sümame mahcup bir eda içinde, “Yâ Muhammed! Gönlünde hayır var! Şa­yet beni öldürecek olursan, eli kanlı bir katilin hayatına son vermiş olursun! Eğer bana iyilik eder, beni affedersen, iyiliğe karşı teşekkür eden, iyilik bilen bir kimseye iyilikte bulunmuş olursun! Eğer, hürriyetime kavuşmam için ben­den mal istersen, dilediğin kadar iste, al!” diye cevap verdi.

    Efendimiz, başka bir şey demeden yanından ayrıldı.

    Daha sonra iki gün üst üste Peygamber Efendimiz, Sü­ma­me’ye aynı suali sordu. Sümame aynı cevabı verince, ashabına, “Sü­ma­me’­yi serbest bırakınız” diye emrederek onu fidye-i necat almaksızın serbest bıraktı.

    Bu âlicenab hareket karşısında Sümame’nin gönül âlemi birden nurlandı. Hemen orada kelime-i şehâdet getirerek Müslüman oldu.[3]

    Mekke’de Sümame’nin Başına Gelenler

    Müslüman olan Sümame, Peygamber Efendimizin müsaadesiyle niyetlen­miş olduğu umresini yapmak üzere Mekke’ye gitti. “Telbiye” getirerek şehre gi­rince, Ku­reyş müşrikleri Müslüman olduğunu anladılar. Yakalayıp boynunu vur­mak istediler. O sırada içlerinden birisi, “Bırakınız onu! Siz, yiyecek mad­de­si bakı­mından Yemame’ye her zaman muhtaçsınız!” deyince onu serbest bı­rak­tılar.

    Buna rağmen Sümame onlara meydan okudu.

    “Vallahi” dedi. “Re­sû­lul­lah Muhammed müsaade etmez­se, size Yema­me’den bir buğday tanesi bile gelmeyecek­tir!”

    Gerçekten de, umresini yapıp Yemame’ye dönen Sü­ma­me, Ye­ma­me halkını Ku­reyşlilere herhangi bir şey yükleyip göndermekten menetti.[4]

    Peygamber Efendimizin Şefkati

    Yemame halkı Sümame’nin emri üzerine Mekke’ye yiyecek bir şey gön­dermeyince, Ku­reyş müşrikleri son derece zor bir duruma girdiler. Kıtlık yü­zünden olmadık şeyler yemeye başladılar.

    Sonunda, Resûl-i Kibriya Efendimize bir mektup yazmak zorunda kaldılar: “Sen, hem akraba haklarını gözetmeyi emretmektesin, hem de bizimle akraba­lık bağlarını koparıp babaları kılıçtan geçirmekte, çocukları da açlıktan öldür­mektesin! Sü­mame, bizim yi­yeceklerimizi kesti. Son derece daraldık. Ne olur, Sümame’ye bu hususta bir mektup gönderiver!”[5]

    Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, onların yaptıkları bütün düşmanlık ve kötülükleri bir tarafa bırakarak, Yemame’­den, Mekke­lilere yiyecek satışına mani olmaması için Sümâme b. Üsâl’e bir yazı gönderdi.

    Sümame, Hz. Re­sû­lul­lah’ın bu emri üzerine Mekkelilere zahire satışını ser­best bıraktı.[6]

    Görülüyor ki Peygamber Efendimiz, insan hayatına vermiş olduğu değer­den dolayı, en şiddetli düşmanlarına karşı bile yiyecek içecek noktasında son derece şefkatli ve merhametli davranmıştır. Ku­reyş müşrikleri gibi en azgın düşmanlarının bile, açlık ve susuzlukla karşı karşıya kalıp yok olmalarına, şef­kat ve merhamet ummanı olan mübarek gönülleri rıza gösterememiştir! Bu, onun, hayata hürmeti telkin eden en güzel davranışlarından sadece birisidir! Mübarek hayatına bu nazarla baktığımızda buna benzer birçok hadiseye rast­layacağımız şüphesizdir!


    ____________________________________________________________

    [1]İbn Sa’d, Tabakat, c. 2, s. 78.
    [2]İbn Sa’d, a.g.e., c. 5, s. 550.
    [3]İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 287-288; Müslim, Sahih, c. 3, s. 1386.
    [4]İbn Hişam, a.g.e., c. 4, s. 288; İbn Sa’d, a.g.e., c. 5, s. 550.
    [5]İbn Abdi’l-Berr, el-İstiab, c. 1, s. 215.
    [6]İbn Hişam, a.g.e., c. 4, s. 288; İbn Abdi’l-Berr, a.g.e., c. 1, s. 215.

    Yazar: 
    Bugün 29 ziyaretçi (528 klik) kişi burdaydı!
    Sağ Bölüm

    İstatistikler

    Neredeyim: kurata seferi

    Bugün Ziyaretçi: 29

    Bugün Tıklama: 528

    Toplam Ziyaretçi: 146514

    Toplam Tıklama: 297823

    Hangi Ülke: us

    Ülke Kodu: us

    Online: Kişi var

    IP Adresi: 216.73.216.186

    Veda Hutbesi

    'Ey İnsanlar!'

    Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayız.

    'İnsanlar!'

    Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl bir mübarek şehir ise; canlarınız, mallarınız, namuslarınız da mukaddestir, her türlü tecavüzden korunmuştur.

    'Ashabım!'

    Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız. O da sizi yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekecektir...

    'Ey İnsanlar!'

    Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim...

    'Ey Müminler!'

    Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız...

    'Müminler!'

    Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslüman'ın kardeşidir...

    'Ey İnsanlar!'

    Rab'biniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız...

    'İnsanlar!'

    Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz? Sahabe-i Kiram hep birden şöyle dediler: "Allah'ın elçiliğini ifa ettiniz, vazifenizi hakkı ile yerine getirdiniz..."

    'Şahid ol ya Rab! Şahid ol ya Rab! Şahid ol ya Rab!'

    Anket

    Sayfayı Nasıl Buldunuz?

    Anket sonuçlarını görmek için buraya tıklayın.

    Kırk Hadis

    1-Âfetü’l ilmi en nisyanü: İlmin afeti unutmaktır.
    ************************
    2-Ettuhuru şatru’l iman: Temizlik imanın yarısıdır.
    ************************
    3-A’kilhâ ve tevekkel: (Deveyi) bağla ve tevekkül et.
    ************************
    4-Sûmû tesihhû: Oruç tutun, sıhhat bulun.
    **********************
    5-Es-salâtü imâdü’d dini: Namaz dinin direğidir.
    *************************
    6-Talebü’l helali cihadün: Helal peşinde koşmak cihaddır.
    ******************************
    7-El-kelimü’t tayyibetü sadakatün: Güzel söz sadakadır.
    ***************************
    8-El cennetü tahte zılâli’s süyuf: Cennet kılıçların gölgesi altındadır.
    *************************
    9-El mecalisü bi’l emaneti: Meclislerdeki sözler emanettir.
    ***************************
    10-Ed-dellü alel hayri kefailihi:Hayra vesile olan yapan gibidir.
    ****************************
    11-El cennetü dâr-ül eshıya: Cennet cömertler yurdudur.
    *************************
    12-Es- savmü nısf’us sabr: Oruç sabrın yarısıdır.
    ************************
    13-Es sabru nısf’ul iman: Sabır imanın yarısıdır.
    ***********************
    14-Et tebessümü sadakatun: Tebessüm etmek sadakadır.

    ************************
    15-Es sabru miftahul ferec: Sabır, başarının anahtarıdır.
    ************************
    16-Es sabru ınde sadmetül ula: Sabır, musi,betin ilk anındakidir.
    ************************
    17-Efdalü’l ibadeti edvamuha: İbadetin efdali devamlı olanıdır.
    ************************
    18-El Kur’anü hüved deva: Kur’an, sırf devadır.
    ************************
    19-Men samete reca: Dilini tutan kurtuldu.
    ************************
    20-Re’sü’l hikmeti mehafetullah: Hikmetin başı Allah korkudur.
    ************************
    21-El idetü atiyyetün: Vaad edilen verilmelidir.
    ************************
    22-Ed duaü silahu’l mümin: Dua müminin silahıdır.
    ************************
    23-İsmah yusmah leke: Müsamaha et ki sende göresin.
    ************************
    24-Es salatü nur’ul mümin: Namaz müminin nurudur.
    ************************
    25-En nedametü tevbetün: Pişmanlık tövbedir.
    ************************
    26-El mescidü beytü külli takiyyin: Mescid, takva sahiplerinin evidir.
    ************************
    27-Ed dinü en nasiha: Din nasihattir.
    ************************
    28-Ed duaü hüvel ibadetü: Dua ibadettir.

    ************************
    29-El cümuatü haccü’l mesakin: Cuma fakirlerin haccıdır.
    ************************
    30-Hüsnü’s suali nısfu’l ilim: Güzel soru, ilmin yarıdır.
    ************************
    31-Es selamü kable’l kelam: Önce selam, sonra kelam.
    ************************
    32-İzâ gadibte fe’skut: Öfkelendiğinde sus.
    ************************
    33-Kesretü’d dahiki tumitül kalb: Çok gülmek kalbi öldürür.
    ************************
    34-Es savmu cünnetün: Oruç kalkandır.

    35-Es subhatü temneu’r rızk: Sabah uykusu, rızka engeldir.
    ************************
    36-El hamrü ummü’l habais: İçki, kötülüklerin anasıdır.
    ************************
    37-Zina’l uyûni en nazaru: gözlerin zinası bakmaktır.
    ************************
    38-El kanâatü mâlün la yenfedü: Kanaat bitmez bir sermayedir.
    ************************
    39-El hayaü minel iman: Hayâ(utanma duygusu) imandandır.
    ************************
    40-El mer’ü ala dini halilihi: Kişi, arkadaşının dini üzeredir.

    Bağış

    Desteklerinizle değişim yaratabilirsiniz.

    Mobil Uygulama Tanıtımı

    Ravza Radyo'nun mobil uygulamasını indirin.

    Kullanıcı Giriş/Kayıt

    Hadis yükleniyor...

    Sureler Ve Dualar

    Sureler Ve Dualar



    İlahiler

    Ya Nabi Salam Alayka - Maher Zain
    Medine'ye Varamadım - Osman Gündüz
    Gül Yüzüne - Abdurrahman Önül
    Sende Bir Gün Öleceksin - A.Önül
    Nurundan Ya RasulAllah - Ali Kırış
    Beyaz Giyme Toz Olur - Grup Dergah
    Ağla Gözlerim - Hasan Dursun
    Allah'ım Sana Geliyorum - Sedat Uçan
    Seninle Ağlarım - Grup Yürüyüş
    Ey Allah'ım - Sami Yusuf