աաա.ʀǟʋʐǟ-ʀǟɖʏօ.Ʈʀ .ɢɠ İslam Dünyasına Açılan Eşsiz Bir Kapı
Toplist Ziyaretçi Defteri Anasayfa
Fikirlerini Paylaş, Sen de Kazanmaya Başla!Fikirlerini Paylaş, Sen de Kazanmaya Başla!

Üye Panelİ

Forum Girisi
Kullanıcı adı:
Sifre:
Şifremi Unuttum | Kayıt Ol

B-S REKLAM

CSS Kutu (Çerçeve) Yapımı
CSS Kutu (Çerçeve) Yapımı

Anket

    • Sayfayı Nasıl Buldunnuz ?
      Gayet Güzel
      İyi
      Normal
      İdare eder
      Kötü

      (Sonucu göster)
  • Etİketler

    Fikirlerini Paylaş, Sen de Kazanmaya Başla!

    Dost Sİteler

    Dini Bilgiler



    BAŞLIK

    Fikirlerini Paylaş, Sen de Kazanmaya Başla!

    İLETİŞİM

    BİZE ULAŞIN
    Geri dönüşüm için lütfen bir adres bırakın!
    E-mail adresin:
    İsmin:
    Mesajın:

    SPONSOR REKLAM

    Esma'ul Hüsna







      "O, yaratan, var eden, sekil veren Allah'tir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun sanini yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir.(Hasr-24)"


      ALLAH
      (Varligi zorunlu olan ve bütün övgülere layik bulunan zatin özel ve en kapsamli adi)


      RAHMÂN
      (Bagislayan, esirgeyen)


      RAHÎM
      (Aciyan, esirgeyen)


      MELIK
      (Görünen ve görünmeyen alemlerin sahibi)


      KUDDÛS
      (Her eksiklikten münezzeh)


      SELÂM
      (Esenlik veren)


      MÜ'MIN
      (Güven veren, vaadine güvenilen)


      MÜHEYMIN
      (Kainatin bütün islerini gözetip yöneten)


      AZÎZ
      (Yenilmeyen yegane galip)


      CEBBÂR
      (Iradesini her durumda yürüten, yaratilmislarin halini iyilestiren)


      MÜTEKEBBIR
      (Azamet ve yüceligini izhar eden))


      HÂLIK
      (Takdirine uygun bir sekilde yaratan)


      BÂRI'
      (Bir model olmaksizin canlilari yaratan)


      MUSAVVIR
      (Sekil ve özellik veren)


      GAFFÂR
      (Daima affeden, tekrarlanan günahlari bagislayan)


      KAHHÂR
      (Yenilmeyen, yegane galip)


      VEHHÂB
      (Karsilik beklemeden bol bol veren)


      REZZÂK
      ((Bedenlerin ve ruhlarin gidasini yaratip veren)


      FETTÂH
      (Iyilik kapilarini açan, hakemlik yapan)


      ALÎM
      (Hakkiyla bilen)


      KÂBID
      (Rizki tutan, canlilarin ruhunu alan)


      BÂSIT
      (Rizki genisleten, ruhlari bedenlerine yayan)


      HÂFID
      (Alçaltan, zillete düsüren)


      RÂFI'
      (Yücelten, izzet ve seref veren)


      MUIZ
      (Yücelten, izzet ve seref veren)


      MÜZIL
      (Alçaltan, zillet veren)


      SEMI'
      (Isiten)


      BASÎR
      (Gören)


      HAKEM
      (Son hükmü veren)


      ADL
      (Mutlak adalet sahibi, asiriliga meyletmeyen)


      LATÎF
      (Yaratilmislarin ihtiyacini en ince noktasina kadar bilip sezilmez yollarla karsilayan)


      HABÎR
      (Her seyin iç yüzünden haberdar olan)


      HALÎM
      (Acele ile ve kizginlikla muamele etmeyen)


      AZÎM
      (Zatinin ve sifatlarinin mahiyeti anlasilamayacak kadar ulu)


      GAFÛR
      (Bütün günahlari bagislayan)


      SEKÛR
      (Az iyilige çok mükafat veren)


      ALÎ
      (Izzet, seref ve hükümranlik bakimindan en yüce, askin)


      KEBÎR
      (Zatinin ve sifatlarinin mahiyeti anlasilamayacak kadar ulu)


      HAFÎZ
      (Koruyup gözeten ve dengede tutan)


      MUKÎT
      (Bedenlerin ve ruhlarin gidasini yaratip veren, bilip gücü yeten ve koruyan)


      HASÎB
      (Kullarina yeten, onlari hesaba çeken)


      CELÎL
      (Azamet sahibi)


      KERÎM
      (Fazilet türlerinin hepsine sahip)


      RAKÎB
      (Gözetleyip kontrol eden)


      MÜCÎB
      (Dileklere karsilik veren)


      VÂSI'
      (Ilmi ve merhameti herseyi kusatan)


      HAKÎM
      (Bütün emirleri ve isleri yerli yerinde olan)


      VEDÛD
      (Çok seven, çok sevilen)


      MECÎD
      (Sanli, serefli)


      BÂIS
      (Ölümden sonra dirilten)


      SEHÎD
      (Her seyi gözlemis olarak bilen)


      HAK
      (Fiilen var olan, mevcudiyeti ve uluhiyyeti gerçek olan)


      VEKÎL
      (Güvenilip dayanilan)


      KAVÎ
      (Her seye gücü yeten, kudretli)


      METÎN
      (Her seye gücü yeten, kudretli)


      VELÎ
      (Yardimci ve dost)


      HAMÎD
      (Övülmeye layik)


      MUHSÎ
      (Her seyi tek tek ve bütün ayrintilariyla bilen)


      MÜBDI'
      (Ilkin yaratan)


      MUÎD
      (Tekrar yaratan)


      MUHYÎ
      (Can veren)


      MÜMÎT
      (Öldüren)


      HAY
      (Ebedi hayatta diri)


      KAYYÛM
      (Her seyin varligi kendisine bagli olup kainati idare eden)


      VÂCID
      (Diledigini diledigi zaman bulan bir müstagni)


      MÂCID
      (Sanli, serefli)


      VÂHID
      (Bölünüp parçalara ayrilmamasi ve benzerinin bulunmamasi anlaminda tek)


      SAMED
      (Arzu ve ihtiyaçlari sebebiyle herkesin yöneldigi ulular ulusu bir müstagni)


      KÂDIR
      (Her seye gücü yeten, kudretli)


      MUKTEDIR
      (Her seye gücü yeten, kudretli)


      MUKADDIM
      (Öne alan)


      MUAHHIR
      (Geriye birakan)


      EVVEL
      (Varliginin baslangici olmayan)


      ÂHIR
      (Varliginin sonu olmayan)


      ZÂHIR
      (Varligini ve birligini belgeleyen birçok delilin bulunmasi açisindan asikar)


      BÂTIN
      (Zatinin görülmesi ve mahiyetinin bilinmesi açisindan gizli)


      VÂLÎ
      (Kainata hakim olup onu yöneten)


      MÜTEÂLÎ
      (Izzet, seref ve hükümranlik bakimindan en yüce, askin)


      BER
      (Iyilik eden, vaadini yerine getiren)


      TEVVÂB
      (Kullarini tövbeye sevkeden ve tövbelerini kabul eden)


      MÜNTAKIM
      (Suçlulari cezalandiran)


      AFÜV
      (Hiçbir sorumluluk kalmayacak sekilde günahlari affeden)


      RAÛF
      (Sefkatli)


      MÂLIKÜ'L-MÜLK
      (Mülkün sahibi)


      ZÜ'L-CELÂLI ve'l-IKRAM
      (Azamet ve kerem sahibi)


      MUKSIT
      (Adaletle hükmeden)


      CÂMI'
      (Toplayip düzenleyen, kiyamet günü hesaba çekmek için mahlukati toplayan)


      GANÎ
      (Her seyden müstagni, kendi disinda her sey O'na muhtaç)


      MUGNÎ
      (Zenginlik verip tatmin eden)


      MÂNI'
      (Dilemedigi seyin gerçeklesmesine müsaade etmeyen, kötü seylere engel olan)


      DÂR
      (Zarar veren)


      NÂFI'
      (Fayda veren)


      NÛR
      (Nurlandiran, nur kaynagi)



      HÂDÎ
      (Yol gösteren, murada erdiren)


      BEDÎ'
      (Esi ve örnegi olmayan, sanatkarane yaratan)


      BÂKÎ
      (Varliginin sonu olmayan)


      VÂRIS
      (Varliginin sonu olmayan)


      RESÎD
      (Bütün isleri isabetli ve hedefine ulasici, irsad edici)


      SABÛR
      (Çok sabirli)


      ©RavzaRadyo.Tr.Gg
      ALLAH c.c En Güzel Isimleri

    Veda Hutbesi





      Veda Hutbesi

      Bismillahirrahmanirrahim

      EY İNSANLAR!

      Sözümü iyi dinleyiniz.Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğiz.

      İNSANLAR!

      Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.


      ASHABIM!

      Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildiren kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.


      ASHABIM!

      Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz deAbdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

      ASHABIM!

      Cahilliyet devrinde güdülen kan dâvâları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.


      İNSANLAR!

      Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurmak gücünü ebedi suretle kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

      İNSANLAR!


      Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzeridne hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki

      hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe döğüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.


      MÜ'MİNLER!


      Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır.

      MÜ'MİNLER!

      Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...


      ASHABIM!

      Nefsinize zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.

      İNSANLAR!

      Allah Teala her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başka bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.

      İNSANLAR!

      Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana -Allah saygısı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.

      İNSANLAR!

      Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?

      "-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz." (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu.)

      Şahid ol yâ Rab!

      Şahid ol yâ Rab!

      Şahid ol yâ Rab!


    İstatistikler

      İstatistikler

      Nerdeyim: Cennette Insan Guzelligi
      Bugün Ziyaretçi: 60
      Bugün Tıklama: 679
      Toplam Ziyaretçi: 136657
      Toplam Tıklama: 278163
      Hangi Ülke: us
      Ülke Kodu: us
      Online: Kişi var
      3.16.51.33

    .: Günün Ayeti :.

    .: Günün Hadis-i Şerif-i :.

    .: Günün Sözü :.

         

    Ravza-Radyo =>Cennette Insan Guzelligi

    yazarYazar: Ravza-Radyo | tarihTarih: |

    ((¯`» Ravza-Radyo «´¯)) ((¯`» İslam Dünyasına Açılan Eşsiz Bir Kapı «´¯))

    Cennette Insan Guzelligi

    Dünyadaki en büyük nimetlerden biri de insan güzelliğidir. İnsan en güzel evlere sahip olsa, en güzel yiyecekleri yese ve mükemmel yerlerde gezse de yapayalnız olduğu sürece bunlardan aldığı zevk sınırlı olacaktır. Çünkü tüm bu nimetler kişinin çevresindeki yakınları ve dostları ile birlikte olduğu takdirde bir anlam kazanır. Allah'ın ruhundan üflediği bir varlık olan insan, kişiliği, takvası ve güzel ahlakı ile çok değerlidir. Bir de bu özelliklerinin kusursuz bir fiziksel güzellikle biraraya gelmesi kuşkusuz herkesin sahip olmak isteyeceği büyük bir nimettir.

    Cennetteki insan güzelliğinin tarif edildiği hadislerden biri şöyledir:

    Cennetteki huriler yakut ve mercan gibidirler. Adam onlardan birinin yüzüne bakar da, kendini onun yanağında, aynada gördüğünden daha berrak görür. Onların incilerinin en ednası (en küçük, en önemsiz) şark ile garbi ışıklandırır. [Ramuz el-Ehadis-2, s. 337/7]

    Cennetteki hurilerin güzelliği yakut gibi nadide bir mücevhere, mercan gibi özel bir görünüme sahip doğal bir güzelliğe benzetilmiştir. Ayrıca bakan kişinin kendisini aynadan daha net gördüğü benzetmesiyle ciltlerinin pürüzsüz güzellikte olmasına ve yüzlerindeki berraklığa, aydınlığa dikkat çekilmiştir.

    İman edip salih amellerde bulunanlar, Biz onları altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız. Bu, Allah'ın gerçek olan va'didir. Allah'tan daha doğru sözlü kim vardır?
    (Nisa Suresi, 122)

    Dünya şartlarında cildin gerginliği, duruluğu çok kısa bir dönem sürer. Küçük yaşlardaki cilt pürüzsüzlüğü ve güzelliği yaş ilerledikçe birtakım cilt problemleri, yıpranma ve kırışma ile bozulmaya uğrar. Dolayısıyla bu güzellik dünya şartlarında kalıcı değildir. Ancak Allah razı olduğu kullarına cennette bu güzelliklerin kusursuzunu ve sonsuz olanını vaat eder. Peygamberimiz (sav) de bir hadiste cennetteki güzelliğin ve gençliğin sürekliliğinden şöyle söz eder:

    Cennet ehlinin vücudu kılsız, yüzü sakalsız, gözleri sürmelidir, gençlikleri zail olmaz (tükenmez), elbiseleri eskimez. [(Tirmizi), Kütüb-i Sitte-14, s. 451/6]

    Cennet ehli cennete, otuz ya da otuz üç yaşında sakalsız, kılsız ve gözleri sürmeli olarak girecekler. [Büyük Hadis Külliyatı-5, s. 411/10109]

    ... Ona giren nimete mazhar olur, eziyet görmez, ebediyet kazanır, ölümle karşılaşmaz. Elbisesi eskimez, gençliği kaybolmaz. [(Tirmizi), Kütüb-i Sitte-14, s. 451/6]

    Hadislerde cennet ehlinin gözlerinin yaratılıştan sürmeli olduğundan da bahsedilmektedir. Sürme, göz rengini ve şeklini ön plana çıkaran bir süstür. Dünya şartlarında yapay olarak elde edilmeye çalışılan, fakat yine de mükemmel olmayan bu güzellik, ahirette müminlerin doğal hallerinde mevcut olacaktır.

    Peygamber Efendimiz (sav)'in, cennetteki insan güzelliği ile ilgili kendisine sorulan sorulara şöyle cevap verdiği rivayet olunmuştur:

    "Ya Resulullah! Allah Teala'nın: 'İri gözlü hurilerdir' (Vakıa Suresi, 22) sözünü bana anlat" dedim.

    "Onlar beyaz tenli, iri gözlü, kara kuşun kanatları gibi sürmelidir" dedi.

    "Ya Resulullah! Allah'ın: 'sanki o kadınlar birer yakut ve mercandır' (Rahman Suresi, 58) ayetini anlat" dedim.

    "Onlar el değmemiş sedefteki inci gibi güzeldirler" dedi.

    "Ya Resulullah! Allah'ın: 'O cennetlerde iyi ahlaklı güzel kadınlar vardır' (Rahman Suresi, 70) ayetini anlat" dedim.

    "Onlar çok güzel huylu ve güzel yüzlüdürler" buyurdu.

    Gerçekten takva sahibi olanlar, cennetlerde ve pınar başlarındadır. Oraya esenlikle ve güvenlikle girin. Onların göğüslerinde kinden (ne varsa tümünü) sıyırıp-çektik, kardeşler olarak tahtlar üzerinde karşı karşıyadırlar. Orda onlara hiçbir yorgunluk dokunmaz ve onlar ordan çıkarılacak değildirler.
    (Hicr Suresi, 45-48)

    "Ya Resulullah! Allah'ın: 'Onlar, toz konmamış yumurta gibidirler' (Saffat Suresi, 49) ayetini anlat" dedim.

    "Onlar yumurtanın zarı gibi beyaz ve naziktirler" dedi.

    "Ya Resulullah! Allah'ın: 'Kocalarına sevimli ve birbirlerinin akranıdırlar' (Vakıa Suresi, 37) ayetini söyle" dedim.

    "Onlar dünyada ihtiyar, gözleri çapaklı, saçları ağarmış ve zayıf olarak ölmüşken, Allah onları cennette bakire, kocalarına sevimli, aşık ve bağlı, birbirlerinin akranı kılacak" buyurdu.

    "Ya Resulullah! Dünya kadınları mı üstündür, yoksa iri gözlü huriler mi?" dedim.

    "Elbisenin yüzü astarından kıymetli olduğu gibi, dünya kadınları da hurilerden üstündürler" dedi.

    "Neden ya Resulullah?" dedim, şöyle açıkladı:

    "Namazları, oruçları ve Allah'a ibadetleri sebebiyle Allah onların yüzlerini nurlandırır, kendilerine ipek elbiseler giydirir. Onların tenleri beyaz, elbiseleri yeşil, ziynetleri sarı, buhurdanlıkları (tütsülükleri) inci ve tarakları altındır. Onlar şöyle söylerler:

    "Biz burada ebedi kalacağız. Biz sevimli ve mutluyuz. Asla üzülüp sıkılmayız. Başka aleme göçmeden hep burada kalacağız. Biz bu halimizden memnunuz ve herşeye razıyız. Hiç kimseye kızmaz ve öfkelenmeyiz. Ne mutlu kendilerine eş olduğumuz ve bize eş olan kimselere." [Gençlik ve Ölüm, s. 422-423]

    Dikkat edilecek olursa Kuran'da (Rahman Suresi, 70) ve hadislerde cennet kadınlarının güzel huylu olmalarına da dikkat çekilmiştir. Bir başka hadiste ise cennetteki insanların ve bulundukları ortamın güzelliği şöyle tarif edilmiştir:

    Orada huyları güzel, yüzleri güzel kadınlar vardır. (Rahman Suresi, 70)

    Bir başka hadiste ise cennetteki insan güzelliği şöyle tarif edilmiştir:

    ... Hurilerden her kadının üzerinde yetmiş kat elbise vardır ki birinin rengi diğerinde yoktur. Keza kendisine diğerinde bulunmayan yetmiş çeşit renkli koku verilir. Hurilerden her kadın için, inci ile süslenmiş kırmızı yakuttan yetmiş taht, her taht üstünde yetmiş döşek, her döşek üzerinde koltuk vardır. Hurilerden her kadın için ihtiyacı ve hizmeti için yetmiş bin hizmetçi kız ve yetmiş bin hizmetçi erkek vardır. Her hizmetçinin beraberinde, içinde çeşitli yemek bulunan altından tepsiler vardır ki müminlerden biri öbüründe önceki kapta bulamadığı tadı, lezzeti bulur... [Tezkireti'l Kurtubi, s. 333/591]

    Pek çok hadiste ise cennet ehlinin özellikle yüz güzelliğine dikkat çekilmiş, hatta bu güzelliklerinin sürekli arttığı haber verilmiştir:

    Cennet ehlinin bir çarşısı vardır. Her Cuma oraya gelirler. Derken kuzey rüzgarı eser, elbiselerini ve yüzünü okşar. Bunun tesiriyle hüsün (güzellik) ve cemalleri (yüz güzelliği) artar. Böylece ailelerine, daha da güzelleşmiş olarak dönerler. Hanımları:

    "Vallahi, bizden ayrıldıktan sonra sizin cemal ve güzelliğiniz artmış!" derler. Erkekler de:

    "Sizler de Allah'a kasem (yemin) olsun, bizden sonra çok daha güzelleşmişsiniz." derler. [(Müslim), Kütüb-i Sitte-14, s. 433/16]

    Orada huyları güzel, yüzleri güzel kadınlar vardır.
    (Rahman Suresi, 70)

    Cennet ehli kadınlarının nurlu güzelliklerinden bir başka hadiste de şöyle bahsedilir:

    ... Eğer cennet ehli kadınlarından bir kadın yer ehline görünseydi, dünyayı ve içindekileri aydınlığa boğar ve ikisinin arasını da güzel koku ile doldururdu... [(Tirmizi), Büyük Hadis Külliyatı-5, s. 409/10095]

    Ünlü İslam alimi Bediüzzaman Hazretleri ise kendisine hadislerde tarif edilen bu güzelliğin nasıl olduğu sorulduğunda şöyle cevap vermiştir:

    Manası pek güzeldir ve güzelliği pek şirindir. Şöyle ki: Şu çirkin, ölü, camid (donuk, cansız) ve çoğu kışır (kabuk, dış görünüş) olan dünyada; hüsün (güzellik) ve cemal (yüz güzelliği), yalnız göze güzel görünüp ülfete (alışkanlık) mani olmazsa yeter. Halbuki güzel, hayattar (canlı), revnakdar (göz alıcı güzellik), bütün kışırsız (kabuksuz), lüb (öz) ve kabuksuz iç olan cennette; göz gibi bütün insanın duyguları, latifeleri (hoş sözleri) cins-i latif (yumuşak, hoş) olan hurilerden ve huriler gibi ve daha güzel, dünyadan gelme cennetteki nisa-ı dünyeviyeden (dünya kadınlarından), ayrı ayrı hissi-i zevklerini, çeşit çeşit lezzetlerini almak isterler... Demek huriler cennetin aksamı (bölümleri) ziynetinden yetmiş tarzını, bir tek cinsten olmadığından birbirini setretmeyecek (örtmeyecek, kapatmayacak) surette giydikleri gibi; kendi vücutlarından ve nefis ve cisimlerinden, belki yetmiş mertebeden ziyade ayrı ayrı hüsün (güzellik) ve cemalin (yüz güzelliği) aksamını (bölümlerini) gösteriyorlar. [Sözler, s. 469-470]

    Giyeceklerin Güzelliği ve Çeşitliliği:

    Kaliteli kumaşlardan yapılmış rahat ve güzel kıyafetler giymek herkesin hoşuna gider. Cennetteki çeşitli renk ve güzellikteki kıyafetler de insanın bu yöndeki zevkine hitap edecektir. Dünya şartlarında kıyafetler ne kadar güzel olurlarsa olsunlar hep bir eksiklik söz konusudur. Tüm giysiler zaman içinde eskir, renkleri solar, kişide ilk giydiği zamanlardaki beğeniyi uyandırmamaya başlar. Bir kişinin dünyada çok sayıda giysiye sahip olması da bir önem taşımaz, çünkü bu giyimlerden alınan zevk kişinin ömrü ile sınırlıdır. Ölümle birlikte diğer tüm eşyalar gibi bunlar da geride bırakılır. Oysa cennet giysileri hem kusursuz güzellik ve çeşitlilikte hem de sonsuza kadar kalıcıdırlar. Peygamber Efendimiz (sav)'in cennet giysilerinin bu özelliklerine dikkat çektiği bir hadisleri şöyledir:

    ... Orada muazzam köşkler, geniş nehirler, bol ve olgun meyveler, güzel ve dilber zevceler (kadın, eş), ebedi pek çok ve renkli güzel elbiseler vardır. Orası yüksek, güzel ve selim yurtlardan parlak hayat sürülen bir yerdir... [Ramuz el-Ehadis-1, s. 170/1]

    Ayrıca bu kıyafetler öylesine boldur ki, kimse bir eksiklik ve ihtiyaç hissetmeyecektir. Bir hadiste bu duruma şöyle dikkat çekilmiştir:

    ... Onların içinde herhangi bir şeyi eksik olan kimse yok ki karşılaştığının üzerinde gördüğü süs elbiselerinden dolayı rahatsız olsun. Sözünün sonu gelmeden üzerinde daha güzel bir kıyafet bürünür... [Tezkireti'l Kurtubi, s. 325-326/563]

    Ve sabretmeleri dolayısıyla cennetle ve ipekle ödüllendirmiştir.
    (İnsan Suresi, 12 )

    Cennet ehlinin giyecekleri de en rahat edecekleri şekilde yaratılmıştır. Giyilen kıyafetler, cennetteki kusursuzluk ve güzellik içinde hiçbir rahatsızlığa sebep olmaz. Dünyaya ait eksiklikler -kıyafetin solması, kırışması, kirlenmesi, eskimesi vs.- de cennette yoktur. Ayrıca cennette kıyafetlerin kumaşlarının dokunması, dikilmesi gibi hazırlık aşamaları da söz konusu değildir. Cennette Allah'tan bir nimet olarak herşey her zaman en mükemmel şekliyle hazırdır. Cennetteki müminlerin kıyafetleri ile ilgili haber verilen diğer detaylar şöyledir

    ... Cennetin giyecekleri dokunmaz. Cennetin meyveleri yarılır da ondan elbise çıkar... [Tezkire-i Kurtubi-1, s. 21]

    Cennette hurma ağaçlarının dalları yeşil zümrüttür. Budakları kırmızı altındır. Yaprakları cennet ahalisi için giyecek kıyafetleridir. Onun bir kısmı kısa (iç) elbiseleri, bir kısmı da içi astarlı dış elbiseleridir... [Tezkireti'l Kurtubi, s. 314]

    ... Üzerinde yetmiş kat elbisesi olur. En aşağısı Tuba ağacından yapılmış, gelincik çiçeği gibi... [Ramuz el-Ehadis-1, s. 99/8]

    Ayetlerde de cennetteki elbiselerin ipekten ve süslemeli oldukları şöyle haber verilmiştir:

    Onların üzerinde hafif ipek ve ağır işlenmiş atlastan yeşil elbiseler vardır... (İnsan Suresi, 21)

    Hiç şüphesiz Allah, iman edenleri ve salih amellerde bulunanları altından ırmaklar akan cennetlere sokar, orada altından bileziklerle ve incilerle süslenirler; oradaki elbiseleri ipek(ten)dir. (Hac Suresi, 23)

     
    Bugün 60 ziyaretçi (679 klik) kişi burdaydı!
    Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
    Ücretsiz kaydol