Yukarı Facebook Twitter Google+ Aşağı
|
TR EN
Ara
Son Dakika: Tasarımınıza yepyeni özellikler ekleniyor! | Daha fazla detay için ziyaret edin...
Sol Bölüm

Namaz Vakitleri

Ravza Takvim

Tarihte Bugün

>Tarihte Bugün

    Günlük Ayet Meali

    Cuma Hutbesi Arşivi

    Esmaül Hüsna

    Dijital Zikir Sayacı

    Tarayıcı Bildirimleri

    Yayın başlayınca bildirim almak için abone olun.

    Hava Durumu

    ((¯`» Ravza-Radyo «´¯)) ((¯`» İslam Dünyasına Açılan Eşsiz Bir Kapı «´¯))

    Cinlerin Farkettirmeden Insanlari Yonetmeleri

    Cinlerin  Farkettirmeden Insanlari Yönetmeleri


    CİNlerin kendilerini açıklamadan insanlarla ilişki kurmaları ve onları  kendilerine bağlamaları iki şekilde olmaktadır:

     

    a)   İslam Dini’ni istismar ederek...

     

    b) Hümanist (insancıl) gayelere insanları yönlendirir bir yapıda görünerek...

     

    Bunlardan birincisi ile ikincisi arasındaki en açık görünen fark ise, birincisinin REENKARNASYON YANİ TENÂSUHU (YANİ BİRKAÇ DEFA ÇEŞİTLİ YAPILARDA DÜNYAYA GELME) kabul etmemesi, ikincisinin ise kabul etmesidir...

     

    Reenkarnasyon yani tenâsuh konusunu daha ileride detaylı bir şekilde göreceğimizden burada üzerinde durmayarak esas "aldatma metodları üzerinde" duruyorum...

     

    Önce İslâmî gayeyi istismar ederek insanları aldatma  ve kendilerine bağlama şekillerini görelim:

     

    Bu tip olaylarda CİN-insan ilişkileri gene iki şekilde görülmektedir:

     

    1-Kendi varlıklarını hiç bildirmeden;

     

    2-Varlıklarını başka bir yapı ve isim altında bildirerek.

     

    Şimdi önce kendi varlıklarını hiç bildirmeden ve farkettirmeden insanları kendilerine bağlama, kendi; kayıtları altına alma metodları üzerinde duralım:

     

    Bu şıkka giren kişilerin en büyük özellikleri kendilerinin bir CİNle bağlantıda olduklarını kesinlikle bilmemeleri, farketmemeleri; oluşan hallerin, kendi üstün özelliklerindan ileri geldiğini sanmaları; bu yüzden de herkese tepeden bakar bir şekilde yaşayıp, yerine göre de sun`i tevazu gösterilerine kalkmalarıdır...

     

    Nitekim Muhyiddin-i A`rabi Hazretleri bir eserinde, bu tip kişilerin en büyük özelliklerinin hiç bir eserleri, ilimleri olmadığı halde kimseyi beğenmeme, kendilerinin en üstün olduğu fikrini etrafa yayma olduğunu yazmaktadır...

     

    Ayrıca gene bu çeşit CİNle bağlantısı olan kişilerin ikinci  en büyük özellikleri de CİNleri kabul etmemeleridir!...

     

    "CİN diye bir şey yoktur, CİNler mikroplardır" şeklinde veya buna benzer tanımlamalar ile CİNlerin varlığını inkâr anlamı taşıyan açıklamalara saparlar...

      

    Onlar, kendileri bu şekilde inandıklarını sanırlarken, gerçekte tamamıyla CİNlerin verdikleri fikirlerle, CİNleri kabul etmemektedirler... Çünkü, CİNler bu gibi kişilere bu çeşit fikirlerle kendilerini inkâr ettirmeseler, bir gün o kişinin kendi durumundan şüphelenip, CİNlerin varlığını anlamaları mümkün olabilecektir ki, bu da asla CİNlerin işine gelmez!...

    İşte bu sebepledir ki, CİNlerle bağlantılı olan kişiler, kesinlikle CİNlerin varlığını kabul etmezler veya bu yönde açıklamalara girerler.

     

    Peki, CİNler bu kişileri ne şekilde ele geçirirler?..

     

    CİNlerden, insanları kendi hükmüne alanlar bazan sıradan, normal bir CİN olabileceği gibi; bazan da onların ileri gelenlerinden, onların yönetici durumunda olanlarından olabilir...

     

    Bir CİN, genellikle, daha gençlik yaşından itibaren, beyin kapasitesi iletişime  istidatlı gördüğü bir insanı seçer ve kendine bağlı olanların arasına sokar!... Bu yaş genellikle 13 ile 22 yaşları arasında  olmaktadır... Ancak bazan daha aşağı yaşlarda da bu seçim yapılmaktadır...

     

    Bu seçim yapıldıktan ve kendisine bağlayacağı kişi belli olduktan sonra sıra gelir onu tamamıyla kendisine bağlamaya...

     

    Bunun için de, o CİN, bir veya birkaç din büyüğünün şekline girerek önce rüyasında ona görünmeye ve onun çok büyük bir insan olacağı yolunda fikirler vermeye başlar...

     

    Bu hüviyetine bürünülen kişiistanbul`da Eyüp semtinde türbesi bulunan Hz Rasûlullah’ın ashabından "Eyyüp Sultan ismiyle bilinen Hazret-i Halid" veya "Mevlâna Celâleddin-i Rumi" veya "Muhyiddin-i A`rabi" gibi şahsiyetler veya falanca, filanca "... baba" olabilir...

     

    Artık, yavaş yavaş gösterilen görüntüler sonucunda, o genç kimse, kız veya erkek gerçekten büyük bir insan olacağına inanmaya başlar...

     

    Bazan canı bir şey ister. derhal o CİN tarafından isteği yerine getirilir...

     

    O bu durumu, büyük bir insan olması sebebiyle, isteği "ALLAH" tarafından yerine getirildi diye düşünür; halbuki CİNi tarafından yerine getirlimiştir...

     

    Bir imtihana girecektir, o imtihanda kendisine yardım edilir...

     

    Birisiyle konuşurken, karşısındaki şahıs üzerine CİN tarafından yapılan baskıyla, üstün duruma geçer, âdeta, karşısındakiler kendisine karşı konuşamaz duruma düşerler...

     

    Ve bu şekilde günden güne gelişmeye başlar...

     

    Geçen zaman zarfında, yavaş yavaş içine bir çok şeyler gelmeye başlar... Yakın gelecekte olacak bazı ufak tefek olaylar kendisine bildirilir.. Eğer CİNlerle ilişkide olduğunun farkında değilse, önceleri, bunları altıncı his diye değerlendirir... Aynı anda başka bir yerde olan olaydan anında haberi olabilir...

     

    Birisinin bir işinin halli için talepte bulunur, derhal o işin olması CİNi tarafından sağlanır; ve o da büyük bir insan olduğu için bu isteği "ALLAH" tarafından yerine getirildi sanır...

     

    Sonunda, herhangi bir sahada büyük âlim olduğunu iddia etmeye başlar; artık kimseye ihtiyaç duymaz hâle geldiğini sanır!... Ve kendisini herkesten büyük görür!...İçine doğanlarla hareket etmeye koyulmuştur böylece bu kişi...

     

    Kendisine hocalık, din adamlığı mesleğini seçmişse, gelmiş geçmiş en büyük din adamı olduğunu iddia eder...

     

    Yok eğer bir serbest meslek çalışanı ise kendisini zamanının en büyük velisi, "Kutbul Aktâbı" olduğunu etrafa yaymaya başlar...

     

    Veya son derece basit ilaçlarla olmayacak hastalıkları tedavi eder; bir anda konulmadık teşhisleri koyabilir ve bazı felçlileri yürütmeye, hareket ettirmeye başlar!..

     

    Veya diğer mesleklerde ise, ona göre bir takım olağanüstü haller meydana getirebilir!.. Bütün bunlar onun şânını daha çok arttırır ve etrafında binlerce insanı toplayabilir...

     

    Bu konuları bilenler onun durumunu derhal tesbit edebilirken, böyle durumlara inanmayanlar onu şarlatanlıkla, sihirbazlıkla, büyücülükle suçlamaya; buna karşılık ona inananlar ise onu en büyük evliya (!) ve hattâ MEHDİ (!) veya İsa (!) Aleyhisselâm derecesine çıkarmaya başlarlar...

     

    Burada en büyük zevk ise, onu kendine bağlayan CİN`e aittir...

     

    Çünkü, CİNi ya da CİNleri o kişi sayesinde artık binlerce kişiyi kendisine bağlamış ve onlara istediklerini yaptırtmaya başlamıştır... Bu yüzden îcâbında o kişinin durumunu kuvvetlendirmek amacıyla, bazı kişilerin rüyalarına dahi girip, gidip o kişiye bağlanmalarını; veya ona yardım etmelerini telkin eder....

     

    Bu arada, o kişiye din hakkında bilgiler vererek onu büyük bir din adamıymış gibi de gösterir... Bilmeyenler onu kendilerine dinî lider seçerler...

     

    Artık o kişi bilir bilmez kendinden bir takım fetvalar verip, bazı helalları haram, veya bazı haramları helalmiş gibi anlatır; ve bunları da çevresine kendisinin bir lider olduğuna inandırarak, zamana göre yeni hükümler getiriyormuş gibi empoze etmeye başlar...

     

    Sonuç olarak hem o kişi etrafına bir çok insan toplamış, bir müceddid (yenileyici), bir müctehid  (yeni hükümler koyucu) edâsıyla yaşamaya başlamış olur... Hem de onu kendi kaydına alıp kendine bağlamış bulunan CİN bir saltanat kurar!... Ve bunu başran CİN, kendi akranları arasında bu durumla öğünüp, adeta bu işi yapan diğer hemcinsleriyle bir yarışmaya girer...


     "Ruh, İnsan, Cin"   Ahmed Hulûsi

    Bugün 29 ziyaretçi (815 klik) kişi burdaydı!
    Sağ Bölüm

    İstatistikler

    Neredeyim: Cinlerin Farkettirmeden Insanlari Yonetmeleri

    Bugün Ziyaretçi: 29

    Bugün Tıklama: 815

    Toplam Ziyaretçi: 146514

    Toplam Tıklama: 298110

    Hangi Ülke: us

    Ülke Kodu: us

    Online: Kişi var

    IP Adresi: 216.73.216.186

    Veda Hutbesi

    'Ey İnsanlar!'

    Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayız.

    'İnsanlar!'

    Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl bir mübarek şehir ise; canlarınız, mallarınız, namuslarınız da mukaddestir, her türlü tecavüzden korunmuştur.

    'Ashabım!'

    Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız. O da sizi yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekecektir...

    'Ey İnsanlar!'

    Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim...

    'Ey Müminler!'

    Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız...

    'Müminler!'

    Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslüman'ın kardeşidir...

    'Ey İnsanlar!'

    Rab'biniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız...

    'İnsanlar!'

    Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz? Sahabe-i Kiram hep birden şöyle dediler: "Allah'ın elçiliğini ifa ettiniz, vazifenizi hakkı ile yerine getirdiniz..."

    'Şahid ol ya Rab! Şahid ol ya Rab! Şahid ol ya Rab!'

    Anket

    Sayfayı Nasıl Buldunuz?

    Anket sonuçlarını görmek için buraya tıklayın.

    Kırk Hadis

    1-Âfetü’l ilmi en nisyanü: İlmin afeti unutmaktır.
    ************************
    2-Ettuhuru şatru’l iman: Temizlik imanın yarısıdır.
    ************************
    3-A’kilhâ ve tevekkel: (Deveyi) bağla ve tevekkül et.
    ************************
    4-Sûmû tesihhû: Oruç tutun, sıhhat bulun.
    **********************
    5-Es-salâtü imâdü’d dini: Namaz dinin direğidir.
    *************************
    6-Talebü’l helali cihadün: Helal peşinde koşmak cihaddır.
    ******************************
    7-El-kelimü’t tayyibetü sadakatün: Güzel söz sadakadır.
    ***************************
    8-El cennetü tahte zılâli’s süyuf: Cennet kılıçların gölgesi altındadır.
    *************************
    9-El mecalisü bi’l emaneti: Meclislerdeki sözler emanettir.
    ***************************
    10-Ed-dellü alel hayri kefailihi:Hayra vesile olan yapan gibidir.
    ****************************
    11-El cennetü dâr-ül eshıya: Cennet cömertler yurdudur.
    *************************
    12-Es- savmü nısf’us sabr: Oruç sabrın yarısıdır.
    ************************
    13-Es sabru nısf’ul iman: Sabır imanın yarısıdır.
    ***********************
    14-Et tebessümü sadakatun: Tebessüm etmek sadakadır.

    ************************
    15-Es sabru miftahul ferec: Sabır, başarının anahtarıdır.
    ************************
    16-Es sabru ınde sadmetül ula: Sabır, musi,betin ilk anındakidir.
    ************************
    17-Efdalü’l ibadeti edvamuha: İbadetin efdali devamlı olanıdır.
    ************************
    18-El Kur’anü hüved deva: Kur’an, sırf devadır.
    ************************
    19-Men samete reca: Dilini tutan kurtuldu.
    ************************
    20-Re’sü’l hikmeti mehafetullah: Hikmetin başı Allah korkudur.
    ************************
    21-El idetü atiyyetün: Vaad edilen verilmelidir.
    ************************
    22-Ed duaü silahu’l mümin: Dua müminin silahıdır.
    ************************
    23-İsmah yusmah leke: Müsamaha et ki sende göresin.
    ************************
    24-Es salatü nur’ul mümin: Namaz müminin nurudur.
    ************************
    25-En nedametü tevbetün: Pişmanlık tövbedir.
    ************************
    26-El mescidü beytü külli takiyyin: Mescid, takva sahiplerinin evidir.
    ************************
    27-Ed dinü en nasiha: Din nasihattir.
    ************************
    28-Ed duaü hüvel ibadetü: Dua ibadettir.

    ************************
    29-El cümuatü haccü’l mesakin: Cuma fakirlerin haccıdır.
    ************************
    30-Hüsnü’s suali nısfu’l ilim: Güzel soru, ilmin yarıdır.
    ************************
    31-Es selamü kable’l kelam: Önce selam, sonra kelam.
    ************************
    32-İzâ gadibte fe’skut: Öfkelendiğinde sus.
    ************************
    33-Kesretü’d dahiki tumitül kalb: Çok gülmek kalbi öldürür.
    ************************
    34-Es savmu cünnetün: Oruç kalkandır.

    35-Es subhatü temneu’r rızk: Sabah uykusu, rızka engeldir.
    ************************
    36-El hamrü ummü’l habais: İçki, kötülüklerin anasıdır.
    ************************
    37-Zina’l uyûni en nazaru: gözlerin zinası bakmaktır.
    ************************
    38-El kanâatü mâlün la yenfedü: Kanaat bitmez bir sermayedir.
    ************************
    39-El hayaü minel iman: Hayâ(utanma duygusu) imandandır.
    ************************
    40-El mer’ü ala dini halilihi: Kişi, arkadaşının dini üzeredir.

    Bağış

    Desteklerinizle değişim yaratabilirsiniz.

    Mobil Uygulama Tanıtımı

    Ravza Radyo'nun mobil uygulamasını indirin.

    Kullanıcı Giriş/Kayıt

    Hadis yükleniyor...

    Sureler Ve Dualar

    Sureler Ve Dualar



    İlahiler

    Ya Nabi Salam Alayka - Maher Zain
    Medine'ye Varamadım - Osman Gündüz
    Gül Yüzüne - Abdurrahman Önül
    Sende Bir Gün Öleceksin - A.Önül
    Nurundan Ya RasulAllah - Ali Kırış
    Beyaz Giyme Toz Olur - Grup Dergah
    Ağla Gözlerim - Hasan Dursun
    Allah'ım Sana Geliyorum - Sedat Uçan
    Seninle Ağlarım - Grup Yürüyüş
    Ey Allah'ım - Sami Yusuf