աաա.ʀǟʋʐǟ-ʀǟɖʏօ.Ʈʀ .ɢɠ İslam Dünyasına Açılan Eşsiz Bir Kapı
Toplist Ziyaretçi Defteri Anasayfa
Fikirlerini Paylaş, Sen de Kazanmaya Başla!Fikirlerini Paylaş, Sen de Kazanmaya Başla!

Üye Panelİ

Forum Girisi
Kullanıcı adı:
Sifre:
Şifremi Unuttum | Kayıt Ol

B-S REKLAM

CSS Kutu (Çerçeve) Yapımı
CSS Kutu (Çerçeve) Yapımı

Anket

    • Sayfayı Nasıl Buldunnuz ?
      Gayet Güzel
      İyi
      Normal
      İdare eder
      Kötü

      (Sonucu göster)
  • Etİketler

    Fikirlerini Paylaş, Sen de Kazanmaya Başla!

    Dost Sİteler

    Dini Bilgiler



    BAŞLIK

    Fikirlerini Paylaş, Sen de Kazanmaya Başla!

    İLETİŞİM

    BİZE ULAŞIN
    Geri dönüşüm için lütfen bir adres bırakın!
    E-mail adresin:
    İsmin:
    Mesajın:

    SPONSOR REKLAM

    Esma'ul Hüsna







      "O, yaratan, var eden, sekil veren Allah'tir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun sanini yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir.(Hasr-24)"


      ALLAH
      (Varligi zorunlu olan ve bütün övgülere layik bulunan zatin özel ve en kapsamli adi)


      RAHMÂN
      (Bagislayan, esirgeyen)


      RAHÎM
      (Aciyan, esirgeyen)


      MELIK
      (Görünen ve görünmeyen alemlerin sahibi)


      KUDDÛS
      (Her eksiklikten münezzeh)


      SELÂM
      (Esenlik veren)


      MÜ'MIN
      (Güven veren, vaadine güvenilen)


      MÜHEYMIN
      (Kainatin bütün islerini gözetip yöneten)


      AZÎZ
      (Yenilmeyen yegane galip)


      CEBBÂR
      (Iradesini her durumda yürüten, yaratilmislarin halini iyilestiren)


      MÜTEKEBBIR
      (Azamet ve yüceligini izhar eden))


      HÂLIK
      (Takdirine uygun bir sekilde yaratan)


      BÂRI'
      (Bir model olmaksizin canlilari yaratan)


      MUSAVVIR
      (Sekil ve özellik veren)


      GAFFÂR
      (Daima affeden, tekrarlanan günahlari bagislayan)


      KAHHÂR
      (Yenilmeyen, yegane galip)


      VEHHÂB
      (Karsilik beklemeden bol bol veren)


      REZZÂK
      ((Bedenlerin ve ruhlarin gidasini yaratip veren)


      FETTÂH
      (Iyilik kapilarini açan, hakemlik yapan)


      ALÎM
      (Hakkiyla bilen)


      KÂBID
      (Rizki tutan, canlilarin ruhunu alan)


      BÂSIT
      (Rizki genisleten, ruhlari bedenlerine yayan)


      HÂFID
      (Alçaltan, zillete düsüren)


      RÂFI'
      (Yücelten, izzet ve seref veren)


      MUIZ
      (Yücelten, izzet ve seref veren)


      MÜZIL
      (Alçaltan, zillet veren)


      SEMI'
      (Isiten)


      BASÎR
      (Gören)


      HAKEM
      (Son hükmü veren)


      ADL
      (Mutlak adalet sahibi, asiriliga meyletmeyen)


      LATÎF
      (Yaratilmislarin ihtiyacini en ince noktasina kadar bilip sezilmez yollarla karsilayan)


      HABÎR
      (Her seyin iç yüzünden haberdar olan)


      HALÎM
      (Acele ile ve kizginlikla muamele etmeyen)


      AZÎM
      (Zatinin ve sifatlarinin mahiyeti anlasilamayacak kadar ulu)


      GAFÛR
      (Bütün günahlari bagislayan)


      SEKÛR
      (Az iyilige çok mükafat veren)


      ALÎ
      (Izzet, seref ve hükümranlik bakimindan en yüce, askin)


      KEBÎR
      (Zatinin ve sifatlarinin mahiyeti anlasilamayacak kadar ulu)


      HAFÎZ
      (Koruyup gözeten ve dengede tutan)


      MUKÎT
      (Bedenlerin ve ruhlarin gidasini yaratip veren, bilip gücü yeten ve koruyan)


      HASÎB
      (Kullarina yeten, onlari hesaba çeken)


      CELÎL
      (Azamet sahibi)


      KERÎM
      (Fazilet türlerinin hepsine sahip)


      RAKÎB
      (Gözetleyip kontrol eden)


      MÜCÎB
      (Dileklere karsilik veren)


      VÂSI'
      (Ilmi ve merhameti herseyi kusatan)


      HAKÎM
      (Bütün emirleri ve isleri yerli yerinde olan)


      VEDÛD
      (Çok seven, çok sevilen)


      MECÎD
      (Sanli, serefli)


      BÂIS
      (Ölümden sonra dirilten)


      SEHÎD
      (Her seyi gözlemis olarak bilen)


      HAK
      (Fiilen var olan, mevcudiyeti ve uluhiyyeti gerçek olan)


      VEKÎL
      (Güvenilip dayanilan)


      KAVÎ
      (Her seye gücü yeten, kudretli)


      METÎN
      (Her seye gücü yeten, kudretli)


      VELÎ
      (Yardimci ve dost)


      HAMÎD
      (Övülmeye layik)


      MUHSÎ
      (Her seyi tek tek ve bütün ayrintilariyla bilen)


      MÜBDI'
      (Ilkin yaratan)


      MUÎD
      (Tekrar yaratan)


      MUHYÎ
      (Can veren)


      MÜMÎT
      (Öldüren)


      HAY
      (Ebedi hayatta diri)


      KAYYÛM
      (Her seyin varligi kendisine bagli olup kainati idare eden)


      VÂCID
      (Diledigini diledigi zaman bulan bir müstagni)


      MÂCID
      (Sanli, serefli)


      VÂHID
      (Bölünüp parçalara ayrilmamasi ve benzerinin bulunmamasi anlaminda tek)


      SAMED
      (Arzu ve ihtiyaçlari sebebiyle herkesin yöneldigi ulular ulusu bir müstagni)


      KÂDIR
      (Her seye gücü yeten, kudretli)


      MUKTEDIR
      (Her seye gücü yeten, kudretli)


      MUKADDIM
      (Öne alan)


      MUAHHIR
      (Geriye birakan)


      EVVEL
      (Varliginin baslangici olmayan)


      ÂHIR
      (Varliginin sonu olmayan)


      ZÂHIR
      (Varligini ve birligini belgeleyen birçok delilin bulunmasi açisindan asikar)


      BÂTIN
      (Zatinin görülmesi ve mahiyetinin bilinmesi açisindan gizli)


      VÂLÎ
      (Kainata hakim olup onu yöneten)


      MÜTEÂLÎ
      (Izzet, seref ve hükümranlik bakimindan en yüce, askin)


      BER
      (Iyilik eden, vaadini yerine getiren)


      TEVVÂB
      (Kullarini tövbeye sevkeden ve tövbelerini kabul eden)


      MÜNTAKIM
      (Suçlulari cezalandiran)


      AFÜV
      (Hiçbir sorumluluk kalmayacak sekilde günahlari affeden)


      RAÛF
      (Sefkatli)


      MÂLIKÜ'L-MÜLK
      (Mülkün sahibi)


      ZÜ'L-CELÂLI ve'l-IKRAM
      (Azamet ve kerem sahibi)


      MUKSIT
      (Adaletle hükmeden)


      CÂMI'
      (Toplayip düzenleyen, kiyamet günü hesaba çekmek için mahlukati toplayan)


      GANÎ
      (Her seyden müstagni, kendi disinda her sey O'na muhtaç)


      MUGNÎ
      (Zenginlik verip tatmin eden)


      MÂNI'
      (Dilemedigi seyin gerçeklesmesine müsaade etmeyen, kötü seylere engel olan)


      DÂR
      (Zarar veren)


      NÂFI'
      (Fayda veren)


      NÛR
      (Nurlandiran, nur kaynagi)



      HÂDÎ
      (Yol gösteren, murada erdiren)


      BEDÎ'
      (Esi ve örnegi olmayan, sanatkarane yaratan)


      BÂKÎ
      (Varliginin sonu olmayan)


      VÂRIS
      (Varliginin sonu olmayan)


      RESÎD
      (Bütün isleri isabetli ve hedefine ulasici, irsad edici)


      SABÛR
      (Çok sabirli)


      ©RavzaRadyo.Tr.Gg
      ALLAH c.c En Güzel Isimleri

    Veda Hutbesi





      Veda Hutbesi

      Bismillahirrahmanirrahim

      EY İNSANLAR!

      Sözümü iyi dinleyiniz.Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğiz.

      İNSANLAR!

      Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.


      ASHABIM!

      Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildiren kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.


      ASHABIM!

      Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz deAbdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

      ASHABIM!

      Cahilliyet devrinde güdülen kan dâvâları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.


      İNSANLAR!

      Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurmak gücünü ebedi suretle kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

      İNSANLAR!


      Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzeridne hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki

      hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe döğüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.


      MÜ'MİNLER!


      Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır.

      MÜ'MİNLER!

      Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...


      ASHABIM!

      Nefsinize zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.

      İNSANLAR!

      Allah Teala her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başka bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.

      İNSANLAR!

      Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana -Allah saygısı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.

      İNSANLAR!

      Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?

      "-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz." (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu.)

      Şahid ol yâ Rab!

      Şahid ol yâ Rab!

      Şahid ol yâ Rab!


    İstatistikler

      İstatistikler

      Nerdeyim: islambuyukleri
      Bugün Ziyaretçi: 51
      Bugün Tıklama: 482
      Toplam Ziyaretçi: 136648
      Toplam Tıklama: 277966
      Hangi Ülke: us
      Ülke Kodu: us
      Online: Kişi var
      3.16.56.44

    .: Günün Ayeti :.

    .: Günün Hadis-i Şerif-i :.

    .: Günün Sözü :.

         

    Ravza-Radyo =>islambuyukleri

    yazarYazar: Ravza-Radyo | tarihTarih: |

    ((¯`» Ravza-Radyo «´¯)) ((¯`» İslam Dünyasına Açılan Eşsiz Bir Kapı «´¯))

    islambuyukleri

    iSLAM  BÜYÜKLERi
    Soru 1  : Adı Numan, baba adı Sabit, Hicretin 80.yılında Kufe’de doğup 150 tarihinde
                   Bağdat’ta vefat etmiştir. İlmini babasının vefatından sonra annesinin İmamı Caferi
                   Sadıkla evlenmesi neticesinde ondan almış, Abbasi halifesi Mansur’un kadılık
                   teklifini kabul etmediği için hapse atılmış ve işkence çekmiş olan Hanefi mezhebinin
                   kurucusu olan mezhep imamımızın adı nedir?
    Cevap  : İmamı Azam Ebu Hanife

    Soru 2  : İslam’ın dört büyük müçtehitlerinden biri olan, Muvatta isimli hadis
                   kitabının yazarı ve Maliki mezhebinin kurucusu mezhep imamımız kimdir?
    Cevap  : İmamı Malik İbni Enes

    Soru 3  : İslam’ın dört büyük mezheplerinden biri olan Şafi mezhebinin imamı kimdir?
    Cevap  : İmamı Muhammed İbni İdris El-Şafi

    Soru 4  : Hadis ilminde üstün ilim ve yetkiye sahip olan, ezberinde bir milyon Hadis-i Şerif
                   olduğu rivayet edilen, Müsned isimli hadis kitabının yazarı ve Hanbeli mezhebinin
                   imamı kimdir?
    Cevap  : İmamı Ahmet İbni Muhammed İbni Hanbeli

    Soru 5  : İslam dünyasının en büyük mutasavvıflarından olup Bağdatlı olarak tanınan, çocuk
                    yaştan beri dayısı Sırrı Sakati hazretlerinin yetiştirdiği bu büyük mutasavvıf (tasavvuf
                    alimi) kimdir?
    Cevap  : Cüneydi Bağdadi hazretleri

    Soru 6  : 17.yüzyılda yaşamış, VI. Murat’ın sarayında dört yıl görev yaptıktan sonra asıl isteği
                    olan seyyahlığı (gezginciliği) tercih etmiş ve o günden sonra dünyanın bir çok yerini
                    dolaşmış olan ünlü bir seyyahtır. İstanbul, Bursa, tüm Anadolu, Rumeli, Kırım,
                    Viyana, Girit, Hazar Denizi, Volga dağları, Mısır, Sudan, Arabistan, Hollanda,
                    Danimarka, İspanya’yı dolaşıp hepsini yazmış ve bir kültür hazinesi olarak
                    “Seyahatname” isimli eserini yazmış olan gezginimiz kimdir?
    Cevap  : Evliya Çelebi

    Soru 7  : İslam alimlerinin en büyüklerindendir. Hicri 450, miladi 1059 yılında  İran’ın Tus
                   yani Meşhed şehrinin bir köyünde dünyaya geldi. Hicri 505,  miladi 1111 de yine
                   orada vefat etti. İçtihadı Şafi mezhebine göre idi. O  kadar çok kitap yazdı ki,
                   ömrüne bölününce bir güne 18 sahife düşmektedir.  Hicri 484 de Bağdat’ta
                   Nizamiye medresesine profesör oldu. Eserlerinden  bazıları; Mearifüs Sünen,
                   Kimyayı Saadettir. İslami ilimleri her yönüyle  inceleyen “İhyayı Ulumid-Din” adlı
                   eserin de yazarı olan bu alimimiz kimdir?
    Cevap  : İmamı Gazali

    Soru 8  : Avrupalılardan üç asır önce küçük kan dolaşımını keşfeden müslüman bilgin kimdir?
    Cevap  : İbnül Nefis (1210-1288)

    Soru 9  : “Ben insan beynindeki 10 milyar sinir hücresinin birbiri ile bağlantılarını görünce,
                    iman etmekten başka çare bulamıyorum” diyen, 1979 Nobel armağanını
                    (ödülünü) kazanan müslüman bilgin kimdir?
    Cevap  : Pakistanlı Prof. Abdüsselam

    Soru 10: Newton’dan önce diferansiyel hesabını keşfeden, cebir ilmini geometriye ilk
                    uygulayan, dünyanın çapını ve iki meridyen arasını doğru olarak hesaplayan
                    müslüman bilgin kimdir?
    Cevap  : Sabit Bin Kurra

    Soru 11: Dünyanın en meşhur 20 astronomundan biri, trigonometrinin mucidi, sinüs
                    ve kosinüs tabirlerini ilk defa kullanan müslüman bilgin kimdir?
    Cevap  : Battani (858-929)

    Soru 12: Astronomi, matematik, fizik, jeoloji, formatoloji, botanik alanlarında eserler
                    vererek asırlar sonrasına  ışık tutan, dünyanın yuvarlak olduğunu, hem ekseni
                    hem de güneş etrafında döndüğünü Kopernik’ten tam 500 sene önce ispat
                    eden büyük müslüman alim kimdir?
    Cevap  : Beyruni  (973-1051)

    Soru 13: Hayatını züht ve ibadetle geçiren, annesine verdiği söz sebebi ile Medine’ye
                   geldiği halde Efendimiz (s.a.v.)’i görememiş, ama onun mübarek hırkasına
                   kavuşmuş olan Allah dostu kimdir?
    Cevap  : Veysel Karani

    Soru 14: Tarihin felsefesini yapan, tarihi bir bilim haline getiren, sosyolojinin kurucusu,
                    sosyal psikoloji, pedagoji ve şehircilik uzmanı “Mukaddime” adlı ünlü eserin
                    sahibi müslüman düşünür kimdir?
    Cevap  : İbni Haldun (1332-1406)

    Soru 15: “Kin tutan kimseye dostluk hatadır. Çıkrık çeviren anne ve nineler devlet
                    adamlarına lanet okurken, resmi meclisteki memurların onları övmeleri,
                    alkışlamaları boşunadır” gibi sözlerin sahibi olan, Bostan ve Gülistan adlı
                    eserin yazarı, İranlı ünlü ilim adamı kimdir?
    Cevap  : Şeyh Sadi Şirazi

    Soru 16: İsmi Muhammed olup, Semerkant’ın bir köyünde 280 yılında doğmuştur.
                    Doğmuş olduğu köyün adı ile şöhret kazanarak yad edile gelmiştir.
                    Ehli Sünnet akidesine aykırı inanç taşıyanlara karşı, eser yazarak ehli sünnet
                    akidesini müdafaa eden ve bu hususta önderlik yapan, itikat mezhep
                    imamlarımızdan olan bu alimimiz kimdir?
    Cevap  : İmamı Maturidi

    Soru 17: Yoldaki işaretler adlı kitabın yazarı kimdir?
    Cevap  : Seyyit Kutup

    Soru 18: Haçlı ordularına karşı yiğitçe mücadele veren, saray hayatı nedir bilmeyen,
                    ömrünü at sırtında geçiren ve kendi adı ile anılan devlet kuran, 88 yıl Frenklerin
                    elinde kalan Kudüs’ü alarak, haçlılara en büyük darbeyi indiren Kudüs fatihi
                    müslüman hükümdar kimdir?
    Cevap  : Selahaddin Eyyubi (1137-1193)

    Soru 19: Emperyalist Rusların yıllar önce İslam topraklarını işgal ederek sıcak denizlere
                    doğru inme hülyasına karşı bir avuç yanındaki mücahit arkadaşlarıyla birlikte
                    yılmadan, usanmadan, çeyrek asrı aşkın bir zamandır şanlı cihadını yapan ve
                    annesinin getirdiği Ruslarla uzlaşma teklifine şiddetle karşı çıkıp hatta annesine
                    bu meseleden dolayı verdiği kırbaç cezasını kendi çekip sırtını kırbaçlattıran,
                    tarihimizde Kartal lakabıyla anılan büyük İslam mücahidi kimdir?
    Cevap  : Şeyh Şamil

    Soru 20: İslami mücadeleyi en iyi bir şekilde firavunlar diyarı Mısır’da veren, Cemal
                   Abdunnasır gibi işbirlikcerin emriyle susturulmak maksadıyla hapishanelere
                   atılmış ama taviz vermemiş, iman fermanı verildikten sonra özür dilemesi halinde
                   affedileceği söylendiğinde: “Bir müslüman bir kafirden özür dilemez” diyerek
                   şereflice şahadeti tercih eden ve ümmete “Fi Zilal-il Kur’an”
                   (Kur’an’ın gölgesinde) adlı tefsiri eser olarak bırakan alim, mücahit ve şehit kimdir?
    Cevap  : Seyyid Kutup

    Soru 21: Kanun çıkmadan önce yazdığı eser kanun çıktıktan sonra yargılanıp idam edilen,
                    mahkemeye hazırladığı savunmasını rüyasında gördüğü Allah Resulü (s.a.v.)’in
                    işaretiyle yırtan alimimiz kimdir ve hangi sebepten dolayı idam edilmiş ve
                    eserinden sonra çıkan kanun nedir?
    Cevap  : İskilipli Atıf Hoca, Şapka hakkındaki yazısından dolayı idam edilmiş, Şapka
                   Kanunu eseri yazmasından sonra çıkmıştır.

    Soru 22: 870 yılında Türkistan’da doğan, asıl adı Ebu Nasır Muhammed İbni Türkan olan,
                   dini ilminden dolayı kadılık yaptığı gibi tıp, astronomi, matematik, felsefe ile de
                   uğraşmış, Latince ve Yunancayı öğrenip Aristo ve Eflatunun eserlerini tetkik edip,
                   yüze yakın eser yazmış, kendisine Aristo’dan sonra ikinci hoca manasına
                   “Hoca-i Sani” denilen felsefe dünyasının tanınmış müslüman alimi kimdir?
    Cevap  : Farabi

    Soru 23: Asıl adı Numan olan devrinin en büyük alimi ve Kara medresenin müderrisidir.
                   Somuncu baba diye bilinen şeyh efendinin vefatı ile yerine geçmiş ve Halveti tarikatı
                   ile Nakşi tarikatının birliği şeklinde olan Bayramiye tarikatını kurmuştur. 1429 da
                   vefat eden veli Ankara’da adına yaptırılan caminin avlusunda medfun edilmiştir.
                   Sultan Murat kendisine “İstanbul’un fethi nasip olur mu ya veli” dediğinde  cevabı:
                   “Hayır ne sen ne de ben göremem ama şu beşikte yatan oğlancığa nasip olsa gerektir”
                   diyerek kerametini göstermiştir. O beşikte yatan oğlancık İstanbul’un Fatihi Sultan
                    Mehmet’tir. Bu veli kimdir?
    Cevap  : Hacı Bayram-ı Veli

    Soru 24: Hz. Osman (r.a.), Hz. Ali (r.a.) ve Abdullah İbni Abbas (r.a.)’la görüşüp onlardan
                    ilim alan, Hz. Ömer (r.a.)’ın halifeliği döneminde  Basra’da dünyaya gelen ve
                    orada büyüyen züht ve takva ile yaşamış, insanları hep buna davet etmiş olan büyük
                    mutasavvıftır. Bazı ifadeleri şöyledir: “Kim parayı aziz bilirse Allah (c.c.) onu rezil
                    eder.” “Dünya senin bineğindir, binersen o seni taşır, o sana yüklenecek olursa
                    (onu sırtlanırsan) ölürsün” Basralı bu büyük alimimiz kimdir?
    Cevap  : Hasan Basri

    Soru 25: Osmanlı İmparatorluğunun 9. Şeyhul İslamıdır. Asıl adı Şemsettin Ahmet olduğu
                    halde dedesinin ismi ile anıldı. Yavuz Sultan Selim devrinin müderrisi ve Şeyhul
                    İslamı olan bu zat zamanında insanların ve cinlerin müftüsü anlamına gelen
                    “Müftü-s Sakaleyn” ünvanını aldı. Yavuz Sultan Selim ile katıldığı Mısır seferinde
                    atının ayağından sıçrayan çamur padişahın kaftanına sıçramış, Yavuz’da bu
                    kaftanı öldüğünde tabutunun üzerine örtülmesini emretmiştir. 300 den fazla eseri
                    olan, İslam dünyasında kendisine “Muallim-i Evvel” (birinci öğretmen) denen
                    Osmanlının bu büyük Şeyhul İslamı kimdir?
    Cevap  : İbni Kemal

    Soru 26: Pakistan’ın kurucusu Muhammed Ali Cinnah’la devamlı beraber olmuş, ona
                   destek vermiş ve bağımsızlık savaşının fikri kahramanı olmuş ayrıca Pakistan halkı
                    için müstesna bir yere sahip olmuş. Pakistan’ın milli şairi olan bu şair kimdir?
    Cevap  : Muhammed İkbal

    Soru 27: Horasan’ın Belh şehrinin hükümdarının oğludur. Şehzade iken av esnasında
                   gaibden bir ses duymuş. “Av için yaratılmadım” şeklinde duyduğu bu sesten
                   sonra dervişlik yolunu bulmuş ve Süfyan-i Sevri’den ders alarak insanları
                   takvaya davet etmiş. Basra şehri halkı ona gelip dua ettiklerini ama kabul
                   olmadığını söyleyip sebebini sorduklarında cevaben: Kalbinizi on sebeple
                   öldürmüşsünüz, diriltmezseniz dualarınız kabul olmaz.”
                   1)  Allah (c.c.)’ı tanırsınız ama kulluk etmezsiniz
                   2)  Kitabı okur ve duyarsınız ama ona göre ibadet etmezsiniz
                   3)  Şeytana düşman dersiniz ama hep onunla olursunuz
                   4)  Peygamber (s.a.v.)’i sever ve tasdik edersiniz ama sünnetlerini yapmazsınız
                   5)  Cenneti seversiniz ama ona varmak için gayret etmezsiniz
                   6)  Ateşi sevmezsiniz ama günahları severek yaparsınız
                   7)  Ölüm gelecek bilirsiniz ama tedbir almazsınız
                     Başkalarının ayıplarını kötülersiniz ama kendinize hiç bakmazsınız
                   9)  Allah (c.c.)’ın rızıklarını yersiniz ama ona ne şükredersiniz ne de tefekkür
                 10)  Ölenlerinizi gömersiniz ama ondan ibret almazsınız. Böyle olursanız ve devam
                         ederseniz dualarınız kabul olur mu?” Böyle nice sözleri olan alimimiz kimdir?
    Cevap  : İbrahim Ethem

    Soru 28: Osmanlı padişahlarından Yıldırım Beyazıt’ın şahitliğini, cemaatla namaza
                    devam etmemesinden dolayı kabul etmeyen kadı kimdir?
    Cevap  : Molla Fenari

    Soru 29: Asıl ismi Ahmet El-Faruki olan büyük alim, devrinin, yaratıcısını unutmuş
                   devlet adamlarına fikri cihat yaptı. Tüm yetki sahibi kişilere mektup yazdı
                   ve gerçeğin yolu Kur’an ve Sünnet olduğunu, hurafelerle mücadelenin şart
                   olduğunu anlattı. Yazmış olduğu mektuplar bir kitapta toplanıp meşhur
                   “Mektubat” isimli eseri oluşturdu. Bu eserin sahibi alimimiz kimdir?
    Cevap  : İmam-ı Rabbani

    Soru 30: “Zulmü alkışlayamam,zalimi asla sevemem.
                   Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem
                   Biri ecdadıma saldırdı mı?.. Boğarım.
                   Boğamazsın ki!...   Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
                   Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam.
                   Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
                   Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
                   Onu dindirmek için çifte yerim, kamçı yerim.
                   Adam, aldırma da geç diyemem, aldırırım,
                   Çiğnerim, çiğnenirim hakkı tutar kaldırırım.”

                   Meşrutiyetin ilanından sonra Sebil’ür-Reşat isimli dergiyi çıkaran, İstiklal harbi
                   döneminde Burdur milletvekili, İstiklal marşımızı karşılıksız kaleme alan ve Safahat
                    isimli eserinde sahibi olan milli şairimiz kimdir?
    Cevap  : Mehmet Akif Ersoy

    Soru 31: Son devrin büyük şair ve yazarlarındandır. Tahsil için Avrupa’da bulunmuş
                    belli dönemden sonra Abdulhakim Arvasi’nin tesiri ile önceki hayatına kalem
                    çekip yeni bir hayata başlamıştır. Büyük Doğu mecmuasını çıkardıktan sonra
                    atıldığı zindandan oğluna yazdığı mektubunda: “Sanma bu tekerlek kalır
                    tümsekte” diyerek ölünceye kadar mücadelenin bitmeyeceğini anlatmıştır.
                    25 Mayıs 1980 de “Sultanüş-Şuara” (şairler sultanı) ünvanını kazanmış ve
                    25 Mayıs 1985 de İstanbul’da vefat etmiştir. Ölümü: “Ölüm güzel şey budur
                    perde arkası haber, hiç güzel olmasaydı ölür müydü peygamber” diye tarif eden
                    şairimiz kimdir?
    Cevap  : Necip Fazıl Kısakürek

    Soru 32: Anadolu Selçuklu İmparatorluğu döneminde yaşamış büyük mutasavvıf şairdir.
                    Derslerine sultanlar, vezirler dahi iştirak ederdi. 1244 de Şemsi Tebrizi’den
                    manevi dersler aldı. İnsanlara olan tebliğde açtığı kucak hala halkın dilindedir.
                    Çünkü onun: “Gel! Ne olursan ol yine gel. İster mecusi, ister putperest olsan
                    da gel. Dergahımız ümitsizlik kapısı değildir” ifadeleri hala halkımızın dilindedir.
                    Vefatından sonra Konya’daki Yeşil türbeye defnedilmiştir. Oğlu sultan Veled
                    kendisinden sonra Mevlevi tarikatını kurdu. “Ben hayatta olduğum müddetçe
                    Kur’an’ın kölesiyim. Ben seçilmiş Muhammed Mustafa (s.a.v.)’nın ayağının
                    tozuyum. Kim benden bundan başkasını naklederse, ben ondan da onun
                    sözünden de uzağım.” Diyen alimimiz ve meşhur eserinin adı nedir
    Cevap  : Mevlana Celaleddin Rumi, eseri Mesnevi

    Soru 33: 1208 yılında Sivrihisar’da doğduğu, Konya’da tahsilini tamamladığı bilahare
                    Akşehir’e yerleşerek orada ömrünü geçirdiği bilinmektedir. Onun fıkraları
                    700 yıldan bu güne anlatılır, dinleyenlere görgü, bilgi, hikmet dersi verir.
                    Başı daralan, aklına gelen onun adına fıkra söylediğini görürsünüz. Milletin
                    inancıyla alay etmek isteyen şer mantıklı insanlar onu en çok istismar edenlerdir.
                    Ama bizlere düşen ise anlatılan fıkraları inceleyip eğer bir mana içeriyor, hikmet
                    dolu, dini meselenin vurgulanıyor ve ahlak dolu bir fıkra ise ona aittir, değilse
                    ona atıftır veya iftiradır diye düşünmektir. Feraset sahibi bir insanın yapması
                    gereken de budur. İnsanların onu anladığı söylenemez. Hatta o bugünkü
                    insanların konumunu incitmeden anlatmak için merkebine ters binerek:
                    “Size arka dönülmez, güvenilmez” demek istese de insanlar ona da sadece
                    gülmüşler ama hallerini düşünmemişlerdir. Osmanlının son sekiz asrının mizah
                    ustası bu büyük şahsiyet kimdir?
    Cevap  : Nasrettin Hoca

    Soru 34: Manevi terbiyesini Seyyit Emir Külal ve Abdulhak Gücdüvani’den almış,
                    “Zikri Hafi” (gizli zikir) yolunu Hz. Ebu Bekir (r.a.)‘a bağlamış olan Nakşibendi
                    tarikatını kurucusu büyük mürşit kimdir?
    Cevap  : Muhammed Nakşibendi

    Soru 35: Kadın velilerden olarak bilinir. Hicri 95 yılında doğup çocuk yaşta kaçırılarak
                    cariye olarak satılan, Allah (c.c.)’a olan tevekkül ve sabrı sonucu kurtulmuş,
                    kendisine kerametler nasip olmuştur. Her gece evinin damından şu duayı yapardı:
                    “Ya Rabbi! Yıldızlar parlıyor, insanların gözleri kapanmış, kralların kapıları kapalı,
                    her aşık maşuku (aşık olduğu) ile yalnız, bende seninle beraberim” diyerek
                    dostluğunu dile getirirdi. Kefenini daima yanında taşır ve onun üzerinde
                    namazlarını kılardı. Kudüs’te vefat eden bu veli kadın kimdir?
    Cevap  : Rabiatül Adaviyye
     

    Soru 36: 980 yılında Buhara’da Afsine köyünde dünyaya geldi. Kendisi ortaçağın
                   yetiştirdiği en büyük hekimlerdendir. 18 yaşında iken zamanın bütün bilgilerini
                   öğrenmişti. Çok gezmiş, çok okumuş ve çok yazmıştır. Bir çok hastalıkların
                   tedavi metotlarını, ilaçlarını keşfetmiş, mikropların farkına varmış ve
                   önlenebileceğini söylemiştir. Beş büyük cilt tutan “Kanun” adlı kitabı hekimliğin
                   bütün konularını içine almıştır. Bu alimimiz kimdir?
    Cevap  : İbni Sina

    Soru 37: 1545-1574 yılları arasında yaklaşık otuz sene Osmanlı devletinde
                    Şeyhülislamlık makamında bulunmuş büyük İslam alimi, Hoca Çelebi adıyla
                    da bilinen ve ikinci Ebu Hanife diye de adlandırılan büyük zat, alim insan kimdir?
    Cevap  : Ebus-Suud Efendi

    Soru 38: 1703 Erzurum Hasankale’de dünyaya geldi. Tillolu İsmail Fakirullah’ın
                    kızıyla evlendi. Şeyhinin vefatından sonra onun yerine postuna oturdu.
                    Fıkıh, Tıp, Ahlak, Tasavvuf, Matematik, Uzay Bilimleri, Biyoloji, Sosyoloji,
                    Akait ve Kelama dair konuları içine alan meşhur “Marifetname”sini yazdı.
                    “Hak şerleri hayreyler, Zannetme ki gayr eyler, Arif onu seyreyler,
                    Mevlamgörelim neyler, Neylerse güzel eyler”
                    gibi sözleri halkın dilinde olan bu alimimiz kimdir?
    Cevap  : Erzurumlu İbrahim Hakkı

    Soru 39: Amerika ve Japonya’nın varlığından ilk defa bahseden ilim adamı kimdir?
    Cevap  : Biruni

    Soru 40: Müslümanlar arasında dayanışmanın gereğine işaret eden aşağıdaki sözler
                    hangi İslam alimine aittir?: “Nasıl insanın bir eli diğer eline rekabet etmez,
                    dili kulağına itiraz etmez, kalp ruhun ayıbını görmez, belki birbirinin noksanını
                    ikmal eder, kusurunu örter, ihtiyacına yardım eder, vazifesine muavenet eder;
                    yoksa o insanın vücudu söner, ruhu kaçar, cismi de dağılır”
    Cevap  : Bediuüzzaman Saidi Nursi

    Soru 41: O henüz küçükken, ihtiyar annesi bir gece uykudan uyanıp kendisinden bir
                    bardak su ister. O gider testiden su doldurup gelir. Fakat annesinin tekrar
                    uykuya daldığını görünce uyandırmaya kıyamaz ve başucunda beklemeye
                    başlar. Nihayet annesi sabah namazına uyanır ve oğlunun elinde bir bardak
                    su, ayakta beklediğini görür. Manzara onu duygulandırmıştır. Hayranlığına
                    göz yaşları karışır ve ona: “Allah razı olsun, arifle sultanı olasın” diye dua eder.
                    Bu vefakar alimimiz kimdir?
    Cevap  : Beyazidi Bestami

    Soru 42: Ünlü şarkiyatçı Gandz’ın kendisi hakkında “Cebir ilmi bakımından Öklit’ten
                    bir yıl ilerde” dediği, Gerolama Cardano (İtalyan hekim, filozof ve
                    matematikçisi)’nin ise kendisini dünyanın en büyük 12 dahisi arasında saydığı,
                    meşhur “El Cebir vel Mukabele” adlı eserin sahibi, aynı zamanda astronom
                    olan İslam bilgini kimdir?
    Cevap  : Harizmi (780-850)

    Soru 43: Dünya tarihinde Sibernetiğin kurucusu olan ilk bilim adamıdır. Bilgisayarın
                    babası olarak İngiliz matematikçisi Charles Babbage bilinenden altı asır
                    önce aynı sisteme dayalı makineler, otomatik aletler imal etmiş ve çalıştırmıştır.
                    Meşhur eserinin adı “Kitabül Cami Beynel İlmi Vel Ameli en-Nafi Fi Sinaatil
                    Hiyel (Mekanik hareketlerden mühendislikte faydalanmayı içine alan kitap)’dır.
                    Bu İslam bilgini kimdir?
    Cevap  : Cezeri (1136-1206)

    Soru 44: “Söz olan kese savaşı, söz olan kestire başı, söz olan oğulu aşı, yağ ile bal
                    ide bir söz.” Okumuş olduğum bu veciz söz hangi İslam büyüğünün sözüdür?
    Cevap  : Yunus Emre

    Soru 45: Ceylan derisine çizmiş olduğu dünya haritasında, harita üzerinde Amerika’yı
                    ilk defa gösteren kimdir?
    Cevap  : Piri Reis

    Soru 46: Tarihte ilk defa roket denemeleri yapan ve füzeyi kullanan ilim adamı kimdir?
    Cevap  : Hasan Çelebi

    Soru 47: Batıya matematik ilmini tanıtan bilgin kimdir?
    Cevap  : Ebu Kamil Suca

    Soru 48: İlk deniz altıyı geliştiren Osmanlı bilgini kimdir?
    Cevap  : İbrahim Efendi

    Soru 49: Batılıların El Gabra dediği Cebir ilminin kurucusu kimdir?
    Cevap  : El Cabir

    Soru 50: Son dönemin yetiştirdiği, kalemi ve eserleriyle insanımıza ve gençliğimize
                    çığır açanlardan biri olan, 1950 ile 1960’lı yıllarda Üstat Necip Fazıl ile birlikte
                    fikir çilesini oluşturan, İslami fikirlerinden ve mücadelesinden dolayı ömrü
                    hapislerde geçen, İslami davasından tavizler vermeyen, belli dönem milletvekilliği
                    (yani eski tabirle mebusluk) yapacak iken hakkı elinden gasp edilen, “Bu zulme
                    mebus olamadık ama, mahpus damı da olamadık” diyerek gerçekleri haykıran.
                    “Bir Nesli Nasıl Mahvettiler” gibi eserler ortaya koyan yazar,
                    mücahit ve mütefekkir kimdir?
    Cevap  : Osman Yüksel Serdengeçti

    Soru 51: 1892 yılında Adana’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Adana’da yaptıktan
                    sonra İstanbul’a gelerek Darul Fünun Hukuk fakültesine girdi. Daha sonra
                    tasavvufa yönelerek meclisi meşayıh reisi Erbilli Esat efendiye bağlandı.
                    Bundan sonraki hayatında bir yanda muhasebecilik bir yanda da irşat faaliyetlerine
                    katıldı. Bir ara Şam’da dokuz ay kaldıktan sonra İstanbul’a geldi. 1979 da
                    Medine’ye gitti. Çeşitli kitaplarda toplanan vaaz ve sohbetleri toplumun değişik
                    kesimlerine nüfuz etmiş ve bir çok çevreyi etkilemiştir. 1984 de Medine’de
                    vefat eden bu zatı muhterem kimdir?
    Cevap  : Mahmut Sami Ramazanoğlu

    Soru 52: 2 Temmuz 1900 yılında Polonya’nın Galisya bölgesinde dünyaya geldi. Anne
                    ve babası Yahudi idiler. O zamanlar adı Liopold Fays idi. Tıpkı dedesi gibi kahin
                    olmak üzere eğitimine başladı. Ne var ki endişe dolu ruhu onun bu eğitimden
                    kaçmasına ve askeriyeye girmesine yol açtı. Üniversiteden mezun olduktan sonra
                    Viyana’da gazetecilikle meşgul olmaya başladı. Dayısından almış olduğu bir davet
                    üzerine Kudüs’e yola çıktı. Kudüs’e gitmesi Siyonizm hareketini tanımasına ve
                    reddetmesine  yol açtı. Oradan İslam’a ve İslam alemine aşk yolculuğuna başladı.
                    Bu yolculuk 1926 yılında Arap yarımadasında müslüman olmasıyla son buldu.
                    Buradan hareketle 20.yüzyılın en akıllılarından biri olan bir aklın İslam tarihiyle,
                    akaidi, bugünü, geleceği ve müslümanların problemleriyle ilgili reaksiyonu ve
                    kaynaşması başladı. Bu kaynaşmaları 1953 yılında piyasaya çıkan, yüzyılın ortaya
                    koyduğu en parlak edebi ve fikri çalışmalarından sayılan “Mekke’ye Giden Yol”
                    isimli eserinde yazdı. 20 Şubat 1992 yılında vefat eden ve yüzyılın bütün ağırlıklarını
                    omzunda taşıyan bu büyük insanın ismi nedir?
    Cevap  : Muhammed Esed

    Soru 53: Hayatı hakkında kesin bilgiler yoktur. Ölümünden sonra düzenlenen divandan
                   13.yüzyıl ortalarından 14.yüzyıl başlarına kadar yaşadığı anlaşılıyor.
                   Orta Anadolu’nun pek çok yerinde ona ait olduğu söylenen mezarlar ve makamlar
                   vardır. Kişiliği çevresinde efsaneler ve menkıbeler oluşturdu. Mevlana Celaleddin’i
                   tanıdığı ve onun nazarından ilham aldığı, Taptuk Emre adlı şeyhe bağlandığı ve ondan
                   oldukça etkilendiği Divanındaki şiirlerden anlaşılıyor. Allah ve insan sevgisini işleyen
                   tasavvufi şiirler yazmıştır. Kullandığı sade Türkçe onun asırlardır süren kalıcılığının en
                   büyük özelliğidir. Bir beyti şöyledir: “Dövene elsiz gerek, Sövene dilsiz gerek, Derviş
                   gönülsüz gerek, Sen derviş olamazsın, Sen Hakkı bulamazsın” Bu zatı muhterem kimdir?
    Cevap  : Yunus Emre

    Soru 54: Osmanlı Devletinin kuruluş yıllarında yaşamış büyük İslam alimi idi. Karaman oğulları
                    topraklarında doğmuştur. Doğum tarihi bilinmemektedir. İlk tahsilini memleketinde
                    yaptıktan sonra Şam’a gitti. Pek çok alimden fıkıh, tefsir, hadis ve diğer ilimleri tahsil
                    edip üstün derecelere yükseldi. Tasavvuf yoluna girip manevi olgunluğa kavuştu.
                    İnsanlara doğru yolu anlatıp, hak dine kavuşturmak için memleketine döndü.
                    Bir rivayette babası İlyas Horasaninin halifelerinin ileri gelenlerindendi. Eskişehir
                    yakınlarında İtburnu denilen bir köyde ikamet eder ve ilim öğretmekle meşgul olurdu.
                    1326 tarihinde takriben 125 yaşında iken vefat eden bu alim, abid, zahit kimdir?
    Cevap   : Şeyh Edebali

    Soru 55: Osmanlı geleneğinde; Sultanın hal edilmesi için Şeyhulislam’ın fetvası gerekiyor ve
                    bu fetvayı Şeyhulislam’ın yardımcısı Fetva Emini yazdıktan sonra Şeyhülislam
                    imzalıyordu. Yahudi ve Ermeniler Sultan Abdülhamit’i Jöntürklerle birlikte
                    halletmek için Fetva emininden fetva yazmasını istediler. Fetva Emini:
                    “Ben Sultan Abdülhamit’i halledecek bir sebep göremiyorum” diyerek fetvayı
                    yazmadı. Bunun üzerine Jöntürklerin yanında yer almış olan bir hoca efendi
                    “O halde ben yazarım” dedi ve Sultan Abdülhamit’in hal fetvasını yazdı.
                    Tefsir kitabı da bulunan bu hoca efendi kimdir?
    Cevap   : Elmalılı Ahmet Hamdi Yazır

     
    Bugün 51 ziyaretçi (482 klik) kişi burdaydı!
    Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
    Ücretsiz kaydol