En Popüler İçerikler
Namaz Vakitleri
Tarihte Bugün
>Tarihte BugünGünlük Ayet Meali
Cuma Hutbesi Arşivi
Esmaül Hüsna
Dijital Zikir Sayacı
Tarayıcı Bildirimleri
Yayın başlayınca bildirim almak için abone olun.
((¯`» Ravza-Radyo «´¯)) ((¯`» İslam Dünyasına Açılan Eşsiz Bir Kapı «´¯))
bsrt4
İNSANLIĞIN ORTAK DEĞERİ ÖRTÜNME
Başörtüsü Yasağına Dair Hukuk Raporu
Av. Muharrem BALCI
Başörtüm
Örtünün yukarıdaki fonksiyonunu icra edebilmesi için iki önemli şartın yerine getirilmesi gerekir. Bunlardan birincisi insanın kendisine, iç dünyasına dönük olgunlaşma süreci, ikincisi insanın içinde yaşadığı ortamın temizliği ve insan iradesini kuvvetlendirecek özelliğe sahip olmasıdır.
Nitekim Allah, mümin erkek ve mümin kadınlara gözlerini zinadan sakındırmalarını emretmekle doğrudan doğruya müminlerin iç dünyalarına hitap etmekte, örtünün oluşturduğu güvenlik kuşağını zedelememelerini istemektedir.
'Mümin erkeklere şöyle: 'Bakışlarını yere indirsinler. (harama çevirmekten kaçındırsınlar). Irzlarını, bellerini korusunlar. Bu onlar için daha arındırıcıdır...
'Mümin kadınlara da söyle: 'Bakışlarını yere indirsinler. Irzlarını, eteklerini korusunlar. Süslerini, zinetlerini görünen kısımlar müstesna açmasınlar. Başörtülerini (humur, göğüs) yırtmaçlarının üstüne koysunlar. Süslerini şu kişilerden başkasına göstermesinler....' (24 Nur 30-31)
Allah önce erkeklere, sonra da kadınlara harama bakmamayı ve ırzlarını korumayı emretmektedir. Demek ki bakma konusunda erkekler, kadınlardan daha fazla zaafa sahiptirler. Ancak örtünme, süslerini ortaya koyma konusunda, tersi olması gerekir ki, Allah örtünme ve süslerini gizleme ile ilgili erkeklere değil de kadınlara hitap etmektedir.
Cazibe konularını kuvvetlendirici, örtü engelini aşıcı bakışlar için Hz. Peygamber sahabelerini uyarmıştır:
'Ey Ali, birbiri ardınca bakma. Birinci bakışın zararı yoktur ama ikinci bakıştan sonra zararlıdır.'11
Böylelikle İslam, bakışları kontrol altına alıyor. Dahası Hz. Peygamber, 'Gözün zinası bakıştır; dilin zinası sözdür; elin zinası dokunmaktır; ayağın zinası, nefsimizin doğrultusunda yürümektir.' buyurarak, müslüman olmanın kendini kontrol edebilmek olduğunu, müslüman olmanın bir içsel bütünlük olduğunu ortaya koymaktadır. Müslüman olmak demek, tüm tutum ve davranışlarını kontrol edebilmek demektir. Bu da Kur'an ve sünnetin tanımladığı bir imani düzeyle, bir imani değişimle gerçekleşir.
Nitekim ilk yaratılış olayında, Hz. Adem'le eşinin yeryüzüne gönderilişinden sonra Allah'ın Ademoğullarına yaptığı hitapta bu olgunun önemi açıkça vurgulanmaktadır:
'Ey Ademoğulları, biz sizin çirkin yerlerinizi örtecek bir elbise ve size süs kazandıracak bir giyim indirdik. Takva ile kuşanıp-donanmak ise, bu daha hayırlıdır. Bu, Allah'ın ayetlerindendir. Umulur ki öğüt alıp düşünürler.' (7 Araf 26)
Örtünün oluşturduğu güvenlik kuşağının fonksiyonu icra edebilmesi için insanın içinde yaşadığı toplumsal şartların insan iradesini kuvvetlendirici istikamette etkili olması gerekir. İnsan iradesini, iç olgunlaşmayı, gelişmeyi engelleyici dış şartlar güvenlik kuşağını zayıflatabilir. Bunun için Hz. Peygamber:
'Her doğan çocuk, İslam fıtratı üzerine doğar. Ancak ebeveynleri onu Hıristiyan, Yahudi veya Putperest yapar.'
diyerek çevresel koşulların önemine dikkatimizi çekmektedir.
İnsanın iman düzeyinin ve içinde yaşadığı şartların insan davranışına etkisinin, iki faktörün etkisini içermesi anlamında, en güzel örneklerinden biri de Kur'an-ı Kerim'de anlatılan Hz. Yusuf olayıdır.
Hz. Yusuf, evinde hizmetçi olarak çalıştığı Vezir'in karısının ilişki kurma isteklerini reddederek 'Allah'a sığınırım. Çünkü O (Kocan), benim efendimdir' demesi konumuz açısından önemlidir. Gerçekte iki farklı cins birbirini arzulamaktadır:
'Andolsun kadın onu arzulamıştı, eğer Rabbinin (zinayı yasaklayan) kesin kanıtını görmeseydi -o da onu arzulamıştı. Böylelikle biz ondan kötülüğü ve fuhşu geri çevirmek için (ona delil gönderdik). Çünkü o, muhlis, gönülden katıksızca Allah'a bağlı, ihlasa erdirilmiş olan kullarımızdandı.' (12 Yusuf 24)
İki karşı cins, birbirini biyolojik olarak arzu etmiş olmalarına karşılık; inançlarının farklılığı nedeniyle, iki farklı davranış sergiliyorlar. Biri, zina ederek nefsi arzularını yerine getirmeye; diğeri de, zinayı redderek imanının kemaline bir zarar vermemeye çalışıyor. Bu olay, iç olgunluğun insan davranışlarına, güvenlik kuşağına olan etkisini göstermektedir.
Vezir'in karısının isteklerinde ısrarlı olması, bu konuda Hz. Yusuf'u hapse atmakla tehdit etmesi üzerine; Hz. Yusuf'un endişesi, korkusu, içinde yaşanılan şartların insan davranışı üzerindeki etkisini göstermesi açısından anlamlıdır:
'Yusuf dedi ki: 'Rabbim, zindan, bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden bana daha sevimlidir. Onların kurdukları düzeni benden uzaklaştırmazsan, onlara eğilim gösterir, cahillerden olurum. Böylece Rabbi, onun duasını kabul etti ve onların hileli-düzenlerini kendisinden uzaklaştırdı. Çünkü o, işitendir, bilendir.' (12 Yusuf 33-34)
Hz. Yusuf, kadının ısrarı ve baskısı karşısında iradesinin çözülebileceğinden endişe ederek hapse girmeyi tercih etmiştir ve de girmiştir.
Bugün, Hz. Yusuf'un içinde bulunduğu şartlardan çok daha kötü şartlar, insanların iradesi üzerine etki etmektedir. İnsanlar, özellikle kadınlar kozmetik sanayiinin, moda sektörünün ve pazarlama sektörünün adeta kölesi durumuna getirilmişlerdir. Kadın bir pazarlama, bir tüketim aracı gibi düşünülmektedir. O sadece ürünlerin teşhiri için karşısındakileri 'aşırı uyarmakla' görevli bir beden, bir ciltten ibaret görülmektedir. Böylece her geçen gün kadın daha da açıklığa itilmekte tahrik edebildiği, uyarabildiği oranda itibar görmektedir. Bu da kadının köleleşmesinden başka birşey değildir.
Elbetteki bu köleleştirme hareketine başta kadınlar olmak üzere toplum tepki koyacaktır. Elbetteki bu psikolojik tacize karşı kadınlar, örtüneceklerdir. Seks, şiddet, uyuşturucu ve yolsuzluğun yaygınlaştığı bir ortamda insanların kendilerini korumak için çareler araması kaçınılmazdır. Tüm dünyadaki bu dört 'baş belasına' karşı insanların fıtrata, dine yönelmeleri tesadüfi değildir. Şartlar ağırlaştıkça dine yönelme daha da hızlanacaktır. Kadınların güvenlik kuşağı olarak örtüye sahip çıkmaları kaçınılmazdır. Bu fıtrattan gelen kendini korumaya ilişkin bir tepkidir. Bunu gözönüne almayan toplumsal mühendislik çalışmaları hüsranla sonuçlanacaktır.
İstatistikler
Neredeyim: bsrt4
Bugün Ziyaretçi: 29
Bugün Tıklama: 341
Toplam Ziyaretçi: 146514
Toplam Tıklama: 297636
Hangi Ülke:
Ülke Kodu: us
Online: Kişi var
IP Adresi: 216.73.216.186
Veda Hutbesi
'Ey İnsanlar!'
Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayız.
'İnsanlar!'
Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl bir mübarek şehir ise; canlarınız, mallarınız, namuslarınız da mukaddestir, her türlü tecavüzden korunmuştur.
'Ashabım!'
Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız. O da sizi yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekecektir...
'Ey İnsanlar!'
Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim...
'Ey Müminler!'
Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız...
'Müminler!'
Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslüman'ın kardeşidir...
'Ey İnsanlar!'
Rab'biniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız...
'İnsanlar!'
Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz? Sahabe-i Kiram hep birden şöyle dediler: "Allah'ın elçiliğini ifa ettiniz, vazifenizi hakkı ile yerine getirdiniz..."
'Şahid ol ya Rab! Şahid ol ya Rab! Şahid ol ya Rab!'
Anket
Kırk Hadis
![]() |
Bağış
Desteklerinizle değişim yaratabilirsiniz.
Mobil Uygulama Tanıtımı
Ravza Radyo'nun mobil uygulamasını indirin.
Kullanıcı Giriş/Kayıt
Sureler Ve Dualar
Sureler Ve Dualar