Yukarı Facebook Twitter Google+ Aşağı
|
TR EN
Ara
Son Dakika: Tasarımınıza yepyeni özellikler ekleniyor! | Daha fazla detay için ziyaret edin...
Sol Bölüm

Namaz Vakitleri

Ravza Takvim

Tarihte Bugün

>Tarihte Bugün

    Günlük Ayet Meali

    Cuma Hutbesi Arşivi

    Esmaül Hüsna

    Dijital Zikir Sayacı

    Tarayıcı Bildirimleri

    Yayın başlayınca bildirim almak için abone olun.

    Hava Durumu

    ((¯`» Ravza-Radyo «´¯)) ((¯`» İslam Dünyasına Açılan Eşsiz Bir Kapı «´¯))

    hayvanlarda gosterilen mucizeler

    Hayvanlarda Gösterilen Mucizeler

    Nasıl ki taşlar, ağaçlar, ay, güneş Resulullah’ı (asm) tanıyorlar, birer mu’cizesini göstermekle O’nun (asm) peygamberliğini tasdik ediyorlar, öyle de hayvanlar taifesi de Resulullah (asm) ile alakadardır ve mazhar oldukları çeşitli mucizelerle O’nun (asm) davasını tasdik etmişlerdir. Bu konuda sahih kaynaklardan bize ulaşan pek çok mucize vardır. Numune olarak birkaç tanesini burada nakledeceğiz:

     

    Mağara Muhafızları

    Çok farklı ve güvenilir kanallardan bize ulaşan güvercin ve örümcek mucizesidir. Allah Resulü (asm) ile sadık dostu Hazreti Ebu Bekir (ra), hicret yolculuğunda müşriklerin takibinden kurtulmak için sığındıkları mağaranın kapısında iki nöbetçi gibi, iki güvercin gelip beklemeleri ve örümceğin de harika bir tarzda, kalın bir ağla mağara kapısını örtmesidir. Hattâ, Kureyş müşriklerinin önde gelenlerinden Übeyy ibni Halef mağarayı görünce arkadaşlarının “Mağaraya girelim.” tekliflerine “Nasıl girelim? Burada bir ağ görüyorum ki, Hazreti Muhammed doğmadan bu ağ yapılmış gibidir. Bu iki güvercin işte orada duruyor. Adam olsa orada dururlar mı?” diye cevap vermiştir.[1]

     

    Mübarek Güvencinler

    Yukarıda naklettiğimiz mağara muhafızı güvercin gibi, Mekke’nin Fethi’nde de yine güvercinlerin Allah Resulü’nün (asm) başı üzerinde gölge yaptıklarını, İmam-ı Celîl ibni Veheb naklediyor.[2]

    Aynı şekilde sahih kaynaklardan nakledildiği üzere Hazreti Aişe validemiz haber veriyor ki: Güvercin gibi, evcil bir kuş evimizde vardı. Allah Resulü (asm) evde olduğu zaman, hiç hareket etmeden dururdu. Ne zaman Allah Resulü (asm) evden çıksa, o zaman kuş sürekli olarak hareket etmeye başlardı. Demek o kuş, Allah Resulü’nü (asm) dinliyordu, huzurunda temkinle ve sessizce beklerdi.[3]

     

    Konuşan Kurt

    Beş altı farklı kaynaktan, meşhur sahabelere dayanılarak bize nakledilen meşhur kurt hadisesidir. Ebu Saidi’l-Hudrî, Seleme ibnü’l-Ekvâ, İbni Ebî Veheb, Ebu Hüreyre ve bu olaya şahit olan çoban Uhban gibi farklı raviler haber veriyorlar ki:

    Bir kurt, bir çobanın sürüsündeki keçilerden birisini tutmuş; çoban, kurdun elinden kurtarmış. Kurt çobana demiş:

    “Allah’tan korkmadın mı, benim rızkımı elimden aldın?” Çoban kurdun konuşması üzerine şaşırarak,

    “Acayip, kurt konuşur mu?” diye mukabelede bulunmuş. Bunun üzerine kurt ona demiş:

    “Acayip senin halindedir ki, bu yerin arka tarafında bir zât var ki, sizi Cennete davet ediyor, peygamberdir, onu tanımıyorsunuz.”

    Bu haberi bize nakleden bu sahabeler kurdun konuştuğunu haber veriyorlar. Bu sahabelerden Ebu Hüreyre’nin rivayetinde naklediliyor ki: Çoban kurda demiş:

    “Ben gideceğim. Fakat kim benim keçilerime bakacak?” Kurt

    “Ben bakacağım.” demiş.

    Çoban ise, çobanlığı kurda devredip gelmiş, Allah Resulü’nün (asm) yanına gidip O’nu görmüş, iman etmiş, sonra geri dönmüş. Kurdu bıraktığı gibi sürüsüne çobanlık yaparken bulmuş. Ona mükafat olarak bir keçi kesip vermiş, çünkü kurt ona üstatlık etmiş.[4]

    Başka bir rivayette de, Kureyş’in reislerinden Ebu Süfyan ile Safvan bir kurdu görürler. Kurt bir ceylanı takip edip Kabe’ye girer. Kurt dönmüş; sonra şaşırmışlar. Kurt konuşmuş, Peygamberimizin (asm) peygamberliğini haber vermiş. Ebu Süfyan, Safvan’a demiş ki:

    “Bu hadiseyi kimseye söylemeyelim. Korkarım, Mekke boşalıp Müslümanlara katılacaklar.”[5]

     

    Mucizeye Mazhar Develer

    Beş altı farklı kaynaktan, mühim sahabelere dayandırılarak nakledilen bir deve hâdisesidir. Ebu Hüreyre, Sa’lebe bin Mâlik, Câbir ibni Abdullah, Abdullah ibni Cafer, Abdullah ibni Ebî Evfa gibi farklı kaynaklardan ve o kaynakların başındaki sahabeler beraber haber veriyorlar ki:

    Bir deve Allah Resulü’nün (asm) yanına gelmiş ve secde edip, yanında çökmüş. Bazı farklı kaynaklarda da, devenin bir bağda kızdığı, yanına kimseyi sokmadığı ve hücum eder bir haldeyken Allah Resulü (asm) onun bulunduğu yere geldiği bir vakitte, devenin Efendimizin (asm) yanına gelip, secde ettiği ve sonra da yanında çöktüğü nakledilir.

    Allah Resulü (asm) deveye yular taktı. Deve, Allah Resulü’ne (asm) “Beni çok meşakkatli şeylerde çalıştırdılar; şimdi de beni kesmek istiyorlar. Onun için kızdım.” diye şikayette bulundu. Allah Resulü (asm) devenin söylediklerini, sahibine söyledi: “Böyle midir?”, deve sahibi de itiraf ederek “Evet” dedi.[6]

    Allah Resulü’nün (asm) Adbâ ismindeki devesi, Efendimizin (asm) vefatından sonra üzüntüsünden ölünceye kadar ne yedi, ne içti.[7] Hem o deve, Allah Resulü (asm) ile mühim bir hadiseyi konuştuğunu, Ebu İshak-ı İsferanî gibi bazı mühim imamlar haber vermişler.[8]

    Sahih kaynaklarda, Hazreti Cabir ibni Abdullah’dan nakledilir ki; Hazreti Câbir’in devesi, bir seferde çok yorulmuştu, daha yürüyemiyordu. Allah Resulü (asm) o deveyi hafifçe dürttü. O deve, Efendimizin (asm) dokunması iltifatına mazhar olduktan sonra o kadar bir çeviklik, bir sevinçlik gösterdi ki, daha hızından dizgini zapt edilmiyor, yolda yetişilmiyordu.[9]

     

    Mucizeye Mazhar Olan Mübarek Atlar

    Başta İmam-ı Buharî ve diğer hadis imamları olmak üzere nakledilir ki:

    Bir defa, gecede, Medine-i Münevvere’nin dışından, düşman hücum ediyor gibi mühim bir hâdise etrafa yayıldı. Sonra cesur atlılar çıktılar, gittiler. Yolda birisinin atla geldiğini gördüler. Biraz yaklaşınca gelenin Allah Resulü (asm) olduğunu anladılar. Efendimiz (asm) gelince, “Korkacak bir şey yoktur.” diyerek korku içindeki halkı sakinleştirdi. Bu hadise etrafa yayılınca Efendimiz (asm) kahramanca herkesten evvel Ebu Talha’nın atına binip, gidip Medine çevresini araştırıp dönmüştü. Daha sonra Ebu Talha’ya“Senin atın, sarsmadan, gayet çabuk hareket eden bir attır.” demiştir. Halbuki, Ebu Talha’nın atı, atların katuf denilen, yürüyüşsüz türündendi. O geceden sonra, hiçbir at ona karşı yürüyüşte yetişemiyordu.[10]

    Hem sahih kaynaklardan nakledilir ki, bir defa Resulullah (asm) yolculuk esnasında, namaz kılmak istediğinde atına “Dur!” diye emretti. O da durdu, namaz bitinceye kadar hiç hareket etmedi.[11]

     

    Allah Resulü’nü (asm) Tanıyan Aslan

    Allah Resulü’nün (asm) hizmetinde bulunan Sefine, Resulullah’ın (asm) emri üzerine Yemen Valisi Muaz ibni Cebel’in yanına gitmek için yolculuğa çıkmış. Yolda bir arslan rast gelmiş. Sefine aslana “Ben Allah Resulü’nün (asm) hizmetkârıyım.” deyince, arslan bir şey yapmadan ayrılmış, Sefine’ye karışmamış. Bu mucizeyi haber veren bir başka kaynakta da Sefine’nin dönüş yolculuğunda yolunu kaybettiği ve karşılaştığı bir arslanın ona yolu gösterdiği nakledilir.[12]

     

    Şehadet Eden Bazı Hayvanlar

    Hazret-i Ömer’den (ra) naklediliyor ki: Allah Resulü’nün (asm) yanına bir bedevî geldi. Elinde bir kertenkele vardı. Bedevi “Eğer bu hayvan sana şehadet etse ben sana iman getiririm, yoksa iman getirmem.” dedi. Allah Resulü (asm) o hayvana kendisinin kim olduğunu sordu. O hayvan da açık bir dille, peygamberliğini ilan etti, şehadet getirdi.[13]

    Hem müminlerin annesi Ümmü Seleme (r.anha) haber veriyor ki: Bir ceylân Allah Resulü (asm) ile konuşmuş ve nübüvvetine şehadet etmiştir.[14]

    Burada naklettiklerimiz gibi sahih kaynaklarda geçen çok misaller vardır. Biz sadece bu misallerden meşhur birkaç tanesini naklettik. Bu mucizeleri naklettikten sonra Allah Resulü’nü (asm) tanımayana ve itaat etmeyene deriz ki:

    “Ey insan, ibret al! Kurt, arslan, Allah’ın Elçisini (asm) tanıyor ve O’na itaat ediyorlar. Senin hayvandan, kurttan aşağı düşmemeye çalışman gerekmez mi?”


    _________________________________________________

    [1]Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:313; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:368; Müsned, 1:248; San’ânî, el-Musannef, 5:389; İbni Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, 3:179-181; el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 7:27; İbnü’l-Kayyım, Zâdü’l-Meâd (tahkik: Arnavud), 3:52; et-Tebrîzî, Mişkâtü’l-Mesâbîh, no. 5934; Merûzî, Müsnedü Ebû Bekir-i Sıddık, no. 73; Zeyle’î, Nasbü’r-Râye, 1:123; el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 6:52-53.
    [2]Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:313; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:637.
    [3]Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:309; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:632; Hafâcî, Şerhu’ş-Şifâ, 3:79; el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 9:403.
    [4]Müsned, 3:83, 88; Müsned (tahkik: Ahmed Şâkir), 15:202-203, no. 8049 ve 11864, 11867; Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:310; el-Hâkim, el-Müstedrek, 4:467; İbni Hibban, Sahih, 8:144; el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 8:291-292; es-Sâ’âtî, el-Fethü’r-Rabbânî, 20:240; İbni Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, 6:141.
    [5]Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:311; Hafâcî, Şerhu’ş-Şifâ, 3:84.
    [6]Dârîmî, Mukaddime: 4; Müsned, 4:173; el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 9:4; es-Sâ’âtî, el-Fethü’r-Rabbânî, 22:50-51; Hafâcî, Şerhu’ş-Şifâ, 3:87, İbni Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, 6:135. el-Elbânî, Silsiletü’l-Ehâdisi’s-Sahîha, 485; el-Hâkim, el-Müstedrek, 2:99, 100, 618.
    [7]Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:313.
    [8]Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:637.
    [9]Müslim, Müsâkat: 109, no. 715; Hafâcî, Şerhu’ş-Şifâ, 3:145.
    [10]Buharî, Cihad: 46, 82; Edeb: 39; Müslim, Fezâil, 48, no. 2307; İbni Mâce, Cihad: 9; Ebû Dâvud, Edeb: 87, no. 4988; Tirmizî, Fedâilü’l-Cihad: no. 1685, 1686, 1687.
    [11]Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:315; Hafâcî, Şerhu’ş-Şifâ, 3:95.
    [12]Tebrîzî, Mişkâtü’l-Mesâbîh, 3:199, no. 5949; el-Hâkim, el-Müstedrek, 3:606; el-Askâlânî, el-Metâlibü’l-Âliye, 4:125, no. 4127; el-Heysemî, Mecmeu’z Zevâid, 9:366-367; Ebû Na’îm, Hilyetü’l-Evliyâ, 1:368-369; İbni Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, 6:147.
    [13]el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 8:293-294; el-Hindî, Kenzü’l-Ummâl, 12:358; İbni Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, 6:149-160; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:632; Hafâcî, Şerhu’ş-Şifâ, 3:79.
    [14]Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:314; Hafâcî, Şerhu’ş-Şifâ, 3:91; el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 8:295.

    Yazar: 
    Bugün 29 ziyaretçi (542 klik) kişi burdaydı!
    Sağ Bölüm

    İstatistikler

    Neredeyim: hayvanlarda gosterilen mucizeler

    Bugün Ziyaretçi: 29

    Bugün Tıklama: 542

    Toplam Ziyaretçi: 146514

    Toplam Tıklama: 297838

    Hangi Ülke: us

    Ülke Kodu: us

    Online: Kişi var

    IP Adresi: 216.73.216.186

    Veda Hutbesi

    'Ey İnsanlar!'

    Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayız.

    'İnsanlar!'

    Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl bir mübarek şehir ise; canlarınız, mallarınız, namuslarınız da mukaddestir, her türlü tecavüzden korunmuştur.

    'Ashabım!'

    Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız. O da sizi yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekecektir...

    'Ey İnsanlar!'

    Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim...

    'Ey Müminler!'

    Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız...

    'Müminler!'

    Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslüman'ın kardeşidir...

    'Ey İnsanlar!'

    Rab'biniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız...

    'İnsanlar!'

    Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz? Sahabe-i Kiram hep birden şöyle dediler: "Allah'ın elçiliğini ifa ettiniz, vazifenizi hakkı ile yerine getirdiniz..."

    'Şahid ol ya Rab! Şahid ol ya Rab! Şahid ol ya Rab!'

    Anket

    Sayfayı Nasıl Buldunuz?

    Anket sonuçlarını görmek için buraya tıklayın.

    Kırk Hadis

    1-Âfetü’l ilmi en nisyanü: İlmin afeti unutmaktır.
    ************************
    2-Ettuhuru şatru’l iman: Temizlik imanın yarısıdır.
    ************************
    3-A’kilhâ ve tevekkel: (Deveyi) bağla ve tevekkül et.
    ************************
    4-Sûmû tesihhû: Oruç tutun, sıhhat bulun.
    **********************
    5-Es-salâtü imâdü’d dini: Namaz dinin direğidir.
    *************************
    6-Talebü’l helali cihadün: Helal peşinde koşmak cihaddır.
    ******************************
    7-El-kelimü’t tayyibetü sadakatün: Güzel söz sadakadır.
    ***************************
    8-El cennetü tahte zılâli’s süyuf: Cennet kılıçların gölgesi altındadır.
    *************************
    9-El mecalisü bi’l emaneti: Meclislerdeki sözler emanettir.
    ***************************
    10-Ed-dellü alel hayri kefailihi:Hayra vesile olan yapan gibidir.
    ****************************
    11-El cennetü dâr-ül eshıya: Cennet cömertler yurdudur.
    *************************
    12-Es- savmü nısf’us sabr: Oruç sabrın yarısıdır.
    ************************
    13-Es sabru nısf’ul iman: Sabır imanın yarısıdır.
    ***********************
    14-Et tebessümü sadakatun: Tebessüm etmek sadakadır.

    ************************
    15-Es sabru miftahul ferec: Sabır, başarının anahtarıdır.
    ************************
    16-Es sabru ınde sadmetül ula: Sabır, musi,betin ilk anındakidir.
    ************************
    17-Efdalü’l ibadeti edvamuha: İbadetin efdali devamlı olanıdır.
    ************************
    18-El Kur’anü hüved deva: Kur’an, sırf devadır.
    ************************
    19-Men samete reca: Dilini tutan kurtuldu.
    ************************
    20-Re’sü’l hikmeti mehafetullah: Hikmetin başı Allah korkudur.
    ************************
    21-El idetü atiyyetün: Vaad edilen verilmelidir.
    ************************
    22-Ed duaü silahu’l mümin: Dua müminin silahıdır.
    ************************
    23-İsmah yusmah leke: Müsamaha et ki sende göresin.
    ************************
    24-Es salatü nur’ul mümin: Namaz müminin nurudur.
    ************************
    25-En nedametü tevbetün: Pişmanlık tövbedir.
    ************************
    26-El mescidü beytü külli takiyyin: Mescid, takva sahiplerinin evidir.
    ************************
    27-Ed dinü en nasiha: Din nasihattir.
    ************************
    28-Ed duaü hüvel ibadetü: Dua ibadettir.

    ************************
    29-El cümuatü haccü’l mesakin: Cuma fakirlerin haccıdır.
    ************************
    30-Hüsnü’s suali nısfu’l ilim: Güzel soru, ilmin yarıdır.
    ************************
    31-Es selamü kable’l kelam: Önce selam, sonra kelam.
    ************************
    32-İzâ gadibte fe’skut: Öfkelendiğinde sus.
    ************************
    33-Kesretü’d dahiki tumitül kalb: Çok gülmek kalbi öldürür.
    ************************
    34-Es savmu cünnetün: Oruç kalkandır.

    35-Es subhatü temneu’r rızk: Sabah uykusu, rızka engeldir.
    ************************
    36-El hamrü ummü’l habais: İçki, kötülüklerin anasıdır.
    ************************
    37-Zina’l uyûni en nazaru: gözlerin zinası bakmaktır.
    ************************
    38-El kanâatü mâlün la yenfedü: Kanaat bitmez bir sermayedir.
    ************************
    39-El hayaü minel iman: Hayâ(utanma duygusu) imandandır.
    ************************
    40-El mer’ü ala dini halilihi: Kişi, arkadaşının dini üzeredir.

    Bağış

    Desteklerinizle değişim yaratabilirsiniz.

    Mobil Uygulama Tanıtımı

    Ravza Radyo'nun mobil uygulamasını indirin.

    Kullanıcı Giriş/Kayıt

    Hadis yükleniyor...

    Sureler Ve Dualar

    Sureler Ve Dualar



    İlahiler

    Ya Nabi Salam Alayka - Maher Zain
    Medine'ye Varamadım - Osman Gündüz
    Gül Yüzüne - Abdurrahman Önül
    Sende Bir Gün Öleceksin - A.Önül
    Nurundan Ya RasulAllah - Ali Kırış
    Beyaz Giyme Toz Olur - Grup Dergah
    Ağla Gözlerim - Hasan Dursun
    Allah'ım Sana Geliyorum - Sedat Uçan
    Seninle Ağlarım - Grup Yürüyüş
    Ey Allah'ım - Sami Yusuf