//-->


աաա.ʀǟʋʐǟ-ʀǟɖʏօ.Ʈʀ .ɢɠ İslam Dünyasına Açılan Eşsiz Bir Kapı
Toplist Ziyaretçi Defteri Anasayfa
Fikirlerini Paylaş, Sen de Kazanmaya Başla!Fikirlerini Paylaş, Sen de Kazanmaya Başla!

Üye Panelİ

Forum Girisi
Kullanıcı adı:
Sifre:
Şifremi Unuttum | Kayıt Ol

B-S REKLAM

CSS Kutu (Çerçeve) Yapımı
CSS Kutu (Çerçeve) Yapımı

Anket

    • Sayfayı Nasıl Buldunnuz ?
      Gayet Güzel
      İyi
      Normal
      İdare eder
      Kötü

      (Sonucu göster)
  • Etİketler

    Fikirlerini Paylaş, Sen de Kazanmaya Başla!

    Dost Sİteler

    Dini Bilgiler



    BAŞLIK

    Fikirlerini Paylaş, Sen de Kazanmaya Başla!

    İLETİŞİM

    BİZE ULAŞIN
    Geri dönüşüm için lütfen bir adres bırakın!
    E-mail adresin:
    İsmin:
    Mesajın:

    SPONSOR REKLAM

    Esma'ul Hüsna







      "O, yaratan, var eden, sekil veren Allah'tir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun sanini yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir.(Hasr-24)"


      ALLAH
      (Varligi zorunlu olan ve bütün övgülere layik bulunan zatin özel ve en kapsamli adi)


      RAHMÂN
      (Bagislayan, esirgeyen)


      RAHÎM
      (Aciyan, esirgeyen)


      MELIK
      (Görünen ve görünmeyen alemlerin sahibi)


      KUDDÛS
      (Her eksiklikten münezzeh)


      SELÂM
      (Esenlik veren)


      MÜ'MIN
      (Güven veren, vaadine güvenilen)


      MÜHEYMIN
      (Kainatin bütün islerini gözetip yöneten)


      AZÎZ
      (Yenilmeyen yegane galip)


      CEBBÂR
      (Iradesini her durumda yürüten, yaratilmislarin halini iyilestiren)


      MÜTEKEBBIR
      (Azamet ve yüceligini izhar eden))


      HÂLIK
      (Takdirine uygun bir sekilde yaratan)


      BÂRI'
      (Bir model olmaksizin canlilari yaratan)


      MUSAVVIR
      (Sekil ve özellik veren)


      GAFFÂR
      (Daima affeden, tekrarlanan günahlari bagislayan)


      KAHHÂR
      (Yenilmeyen, yegane galip)


      VEHHÂB
      (Karsilik beklemeden bol bol veren)


      REZZÂK
      ((Bedenlerin ve ruhlarin gidasini yaratip veren)


      FETTÂH
      (Iyilik kapilarini açan, hakemlik yapan)


      ALÎM
      (Hakkiyla bilen)


      KÂBID
      (Rizki tutan, canlilarin ruhunu alan)


      BÂSIT
      (Rizki genisleten, ruhlari bedenlerine yayan)


      HÂFID
      (Alçaltan, zillete düsüren)


      RÂFI'
      (Yücelten, izzet ve seref veren)


      MUIZ
      (Yücelten, izzet ve seref veren)


      MÜZIL
      (Alçaltan, zillet veren)


      SEMI'
      (Isiten)


      BASÎR
      (Gören)


      HAKEM
      (Son hükmü veren)


      ADL
      (Mutlak adalet sahibi, asiriliga meyletmeyen)


      LATÎF
      (Yaratilmislarin ihtiyacini en ince noktasina kadar bilip sezilmez yollarla karsilayan)


      HABÎR
      (Her seyin iç yüzünden haberdar olan)


      HALÎM
      (Acele ile ve kizginlikla muamele etmeyen)


      AZÎM
      (Zatinin ve sifatlarinin mahiyeti anlasilamayacak kadar ulu)


      GAFÛR
      (Bütün günahlari bagislayan)


      SEKÛR
      (Az iyilige çok mükafat veren)


      ALÎ
      (Izzet, seref ve hükümranlik bakimindan en yüce, askin)


      KEBÎR
      (Zatinin ve sifatlarinin mahiyeti anlasilamayacak kadar ulu)


      HAFÎZ
      (Koruyup gözeten ve dengede tutan)


      MUKÎT
      (Bedenlerin ve ruhlarin gidasini yaratip veren, bilip gücü yeten ve koruyan)


      HASÎB
      (Kullarina yeten, onlari hesaba çeken)


      CELÎL
      (Azamet sahibi)


      KERÎM
      (Fazilet türlerinin hepsine sahip)


      RAKÎB
      (Gözetleyip kontrol eden)


      MÜCÎB
      (Dileklere karsilik veren)


      VÂSI'
      (Ilmi ve merhameti herseyi kusatan)


      HAKÎM
      (Bütün emirleri ve isleri yerli yerinde olan)


      VEDÛD
      (Çok seven, çok sevilen)


      MECÎD
      (Sanli, serefli)


      BÂIS
      (Ölümden sonra dirilten)


      SEHÎD
      (Her seyi gözlemis olarak bilen)


      HAK
      (Fiilen var olan, mevcudiyeti ve uluhiyyeti gerçek olan)


      VEKÎL
      (Güvenilip dayanilan)


      KAVÎ
      (Her seye gücü yeten, kudretli)


      METÎN
      (Her seye gücü yeten, kudretli)


      VELÎ
      (Yardimci ve dost)


      HAMÎD
      (Övülmeye layik)


      MUHSÎ
      (Her seyi tek tek ve bütün ayrintilariyla bilen)


      MÜBDI'
      (Ilkin yaratan)


      MUÎD
      (Tekrar yaratan)


      MUHYÎ
      (Can veren)


      MÜMÎT
      (Öldüren)


      HAY
      (Ebedi hayatta diri)


      KAYYÛM
      (Her seyin varligi kendisine bagli olup kainati idare eden)


      VÂCID
      (Diledigini diledigi zaman bulan bir müstagni)


      MÂCID
      (Sanli, serefli)


      VÂHID
      (Bölünüp parçalara ayrilmamasi ve benzerinin bulunmamasi anlaminda tek)


      SAMED
      (Arzu ve ihtiyaçlari sebebiyle herkesin yöneldigi ulular ulusu bir müstagni)


      KÂDIR
      (Her seye gücü yeten, kudretli)


      MUKTEDIR
      (Her seye gücü yeten, kudretli)


      MUKADDIM
      (Öne alan)


      MUAHHIR
      (Geriye birakan)


      EVVEL
      (Varliginin baslangici olmayan)


      ÂHIR
      (Varliginin sonu olmayan)


      ZÂHIR
      (Varligini ve birligini belgeleyen birçok delilin bulunmasi açisindan asikar)


      BÂTIN
      (Zatinin görülmesi ve mahiyetinin bilinmesi açisindan gizli)


      VÂLÎ
      (Kainata hakim olup onu yöneten)


      MÜTEÂLÎ
      (Izzet, seref ve hükümranlik bakimindan en yüce, askin)


      BER
      (Iyilik eden, vaadini yerine getiren)


      TEVVÂB
      (Kullarini tövbeye sevkeden ve tövbelerini kabul eden)


      MÜNTAKIM
      (Suçlulari cezalandiran)


      AFÜV
      (Hiçbir sorumluluk kalmayacak sekilde günahlari affeden)


      RAÛF
      (Sefkatli)


      MÂLIKÜ'L-MÜLK
      (Mülkün sahibi)


      ZÜ'L-CELÂLI ve'l-IKRAM
      (Azamet ve kerem sahibi)


      MUKSIT
      (Adaletle hükmeden)


      CÂMI'
      (Toplayip düzenleyen, kiyamet günü hesaba çekmek için mahlukati toplayan)


      GANÎ
      (Her seyden müstagni, kendi disinda her sey O'na muhtaç)


      MUGNÎ
      (Zenginlik verip tatmin eden)


      MÂNI'
      (Dilemedigi seyin gerçeklesmesine müsaade etmeyen, kötü seylere engel olan)


      DÂR
      (Zarar veren)


      NÂFI'
      (Fayda veren)


      NÛR
      (Nurlandiran, nur kaynagi)



      HÂDÎ
      (Yol gösteren, murada erdiren)


      BEDÎ'
      (Esi ve örnegi olmayan, sanatkarane yaratan)


      BÂKÎ
      (Varliginin sonu olmayan)


      VÂRIS
      (Varliginin sonu olmayan)


      RESÎD
      (Bütün isleri isabetli ve hedefine ulasici, irsad edici)


      SABÛR
      (Çok sabirli)


      ©RavzaRadyo.Tr.Gg
      ALLAH c.c En Güzel Isimleri

    Veda Hutbesi





      Veda Hutbesi

      Bismillahirrahmanirrahim

      EY İNSANLAR!

      Sözümü iyi dinleyiniz.Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğiz.

      İNSANLAR!

      Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.


      ASHABIM!

      Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildiren kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.


      ASHABIM!

      Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz deAbdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

      ASHABIM!

      Cahilliyet devrinde güdülen kan dâvâları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.


      İNSANLAR!

      Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurmak gücünü ebedi suretle kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

      İNSANLAR!


      Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzeridne hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki

      hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe döğüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.


      MÜ'MİNLER!


      Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır.

      MÜ'MİNLER!

      Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...


      ASHABIM!

      Nefsinize zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.

      İNSANLAR!

      Allah Teala her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başka bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.

      İNSANLAR!

      Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana -Allah saygısı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.

      İNSANLAR!

      Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?

      "-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz." (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu.)

      Şahid ol yâ Rab!

      Şahid ol yâ Rab!

      Şahid ol yâ Rab!


    İstatistikler

      İstatistikler

      Nerdeyim: HzLut
      Bugün Ziyaretçi: 79
      Bugün Tıklama: 177
      Toplam Ziyaretçi: 116302
      Toplam Tıklama: 240741
      Hangi Ülke: us
      Ülke Kodu: us
      Online: Kişi var
      3.146.176.254

    .: Günün Ayeti :.

    .: Günün Hadis-i Şerif-i :.

    .: Günün Sözü :.

         

    Ravza-Radyo =>HzLut

    yazarYazar: Ravza-Radyo | tarihTarih: |

    ((¯`» Ravza-Radyo «´¯)) ((¯`» İslam Dünyasına Açılan Eşsiz Bir Kapı «´¯))

    HzLut

    Ürdün ile Filistin arasındaki kavme peygamber gönderilmiştir.

    LÛT ALEYHİSSELÂM

    Kur'ân-ı kerim'de ismi bildirilen peygamberlerden. İbrâhim aleyhisselâmın kardeşinin oğludur. İbrâhim aleyhisselâm ve ona inananlarla birlikte Nemrûd'un memleketinden hicret edip Şam'a geldikten sonra, Lût gölü yakınındaki Sedûm şehri halkına peygamber gönderildi. İnsanlara İbrâhim aleyhisselâmın dinini tebliğ etti.  İbrâhim aleyhisselâmla birlikte Bâbil'den hicret edip, Şam diyârına geldikleri zaman Cebrâil aleyhisselâm gelerek Lût gölü civÂrındaki Sedûm bölgesi ahâlisine peygamber olarak gönderildiğini bildirdi. İbrâhim aleyhisselâmdab ayrılarak Sedûm bölgesine gitti. Bu bölgede ahlâksız ve sapık bir millet türemişti. Putlara tapıyorlar, soygun yapıyorlar, zayıfları eziyorlardı. İğrenç olan livata (homoseksüellik; bugün tedâvisi mümkün olmayan AIDS hastalığına sebep olan cinsi sapıklık) yapıyorlardı. Lût aleyhisselâm onları çirkin işlerden menedip, doğru yola dâvet etti. Bu husus Kur'ân-ı kerimde Şuarâ sûresi 161- 164. âyetlerde meâlen şöyle bildirilmektedir.: ''Kardeşleri Lût onlara: Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş emin, güvenilir bir peygamberim. Artık Allah'tan korkun ve bana itâat edin! Buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim âlemlerin Rabbine âittir, dedi.'' Sedum halkı hazret-i Lût'un dâvetine uymadılar. İsyân edenler arasında kendi hanımı da vardı. O da kocası hazret-i Lût'a inanmamıştı. Kâfirlerle bir olup, ona ihânet etmişti. Bu azgın ve cinsi sapıklıkla uğraşan kavim, imân etmedikleri gibi hazret-i Lût'u ve ona inananları memleketlerinde kovmaya kalkıştılar. Lût aleyhisselâm bu kavme nasihat edip, doğru yola dönmezlerse Allahü teâlânın azâbına uğrayacaklarını bildirdi. Buna rağmen isyândan ve fuhuştan vazgeçmediler. Hattâ hazret-i Lût'a ''Doğru sözlü isen bahsettiğin azâbı getir de görelim'' dediler. Sapık kavmin isyânının gittikçe artması üzerine Allahü teâlâ onları cezâlandırmak için melekler görevlendirdi. Bu melekler Cebrâil, Mikâil, Azrâil aleyhisselâm bir rivâyete göre de Cebrâil aleyhisselâm ile birlikte on iki melekti. Melekler önce İbrâhim aleyhisselâma uğrayıp, kendisine bir oğlan evlâdı (hazret-i İshâk) verileceğini müjdelediler ve azgın Sedum halkını helâk etmek üzere geldiklerini söyleyip ayrıldılar. Öğle veya akşam vakti Sedum beldesine gidip hazret-i Lût'u buldular. Melekler nûr  yüzlü genç delikanlı sûretinde hazret-i Lût'un evine gelince hazret-i Lût'un isyankâr hanımı, durumu azgın Sedum halkına bildirdi. Azgın Sedum halkı hazret-i Lût'un evinin etrâfını sarıp misâfirlerini bize teslim et diyerek musallat olmaya kalkıştılar. Hazret-i Lût onlara nasihat ettiyse de dinlemeyip kapıyı zorladılar. Bunun üzerine melekler: ''Ey Lût! Gerçekten biz Rabbinin elçileriyiz. Kalbini onlardan gelecek bir korku ve zarar ile meşgul etme. Onlar sana aslâ dokunamazlar. Cebrâil aleyhisselâm dedi ki, hemen gecenin bir kısmında ev halkınla çık  git veiçimizden hiçbiri geri kalmasın, ancak hanımın hâriç, çünkü kavmine isâbet edecek azâb ona da gelecektir. Onların helâk zamânı sabah vaktidir.''

    Azgın kavim içeri girmek için kapıyı kırınca Cebrâil aleyhisselâm; ''Ey Lût kapıyı aç ve geriye çekil gelsinler dedi. Lût aleyhisselâm kapıyı açıp geri çekildi. Cebrâil aleyhisselâm kanadını önlerine gerdi ve içeriye hücum eden azgınların gözleri âniden kör oldu, bunun üzerine şaşkın şaşkın kaçışmaya başladılar. Bu husus Kur'ân-ı kerim'de Kamer sûresi 44. âyette meâlen şöyle bildirilmektedir: ''Lût'tan kavmi, misâfir melekleri istediler! Hemen biz onların gözlerini kör ettik. (Anadan doğma gibi kör oldular) işte azâbımı ve tehditlerimin âkıbetini tadın dedik.'' Lût aleyhisselâm kendine tâbi olanlarla geceleyin Sedum beldesinden ayrılıp Sa'r şehrine gitti. Cebrâil aleyhisselâm Sedum beldesini kanadıyla alt üst etti. Üzerlerine şiddetli taş yağmaya başladı, nihâyet hepsi helâk olup gitti. Bu hususta Kur'ân-ı kerim'in Kamer sûresi 38. âyet-i kerimesinde meâlen; ''Celâlim hakkı için, bir sabah vakti devamlı bir azâb onları bastırıverdi.'' Ve Hicr sûresi 73- 74- 75. âyetlerde de; ''Nihâyet onları güneşin doğma vaktinde korkunç gürültü yakalayıverdi. Hemen şehirlerinin üstünü altına geçirdik ve üzerlerine de çamurdan pişmiş taş yağdırdık. Elbette bunda keskin anlayışlar için ibret alâmetleri var.'' buyrulmaktadır. Lût'un aleyhisselâm kavminin yaşadığı ve helâk oldukları topraklar Kur'ân-ı kerimde alt-üst olan memleket mânâsına gelen ''El-mü'tefikât'' şeklinde zikredilmiştir. Sedum beldesi alt-üst olduktan sonra kaynarsular fışkırıp göl hâline geldi. Bu gün bu bölge, Lût Gölü adıyla anılmaktadır. Yahûdi kaynaklarında ise bu belde (sodom) ismiyle geçmektedir. Lût aleyhisselâm, kavminin helâkınden sonra, Şam bölgesine gidip, amcası İbrâhim'in (aleyhisselâm) yanında yedi sene kaldı. Sonra Hicâz'a gidip, seksen yaşında iken orada vefât etti. Kabrinin, İbrâhim aleyhisselâmın kabrinin de bulunduğu Filistin'deki Halilürrahmân'da veya Mekke-i  mükerremede Kâbe yanında Hatim denilen yerde olduğu rivâyet edilir. Kur'ân-ı  kerim'de yirmi yedi âyette Lût aleyhisselâmdan bahsedilmektedir.

    Mûcizeleri:

    1-Bulutsuz yağmur yağdırmıştır. Kavmini doğru yola dâvet ettiği vakit, mûcize olarak bulutsuz yağmur yağdırmasını istediler. Duâsı kabul olunup, elleriyle göğe işâret etmesi vahyedildi. Göğe işâret edince yağmur yağmaya başladı. 2-Duâsı bereketiyle otsuz bir dağda ot bitmiştir. Kavmi Lût aleyhisselâmın koyunlarını otsuz bir dağa toplayıp başka yere salmadılar. Hayvanlar açlıktan telef olmaya başlamıştı. Hazret-i Lût kuruyan dağda ot bitmesi için duâ etti ve yemyeşil otlar bitti. Azgın kavmin koyunları o dağdan otlasa hemen ölürdü. Bu mûcizesi ile kırk kişi imân etmiştir. 3- Taşlar, çakıllar ve kum tâneleri, Lût aleyhisselâm ile konuşmuşlardır. Kavmininisyânı üzerine taş parçaları dile gelip, ''Kavminin imân etmiyeceği sizce muhakkak ise cenâb-ı Hakk'a duâ et, onları yakmak için bizi ateş eylesin.'' dediler. 4-Kavmi, ona eziyet vermek için üzerine ufak taşlar atardı. Allahü teâlânın koruması ile hiçbiri ona dokunmazdı. 5- Üzerine yattığı taşlar döşek gibi yumuşak olmuştur. Kavmi, kendisini öldürmek için karar verince ilâhi emre uyarak onlardan uzaklaşıp bir dağa gitti. Çok yorulduğundan bir yerde uyuyup kalmıştı. Peşinden gelen yedi kişi, onu gördüklerinde sırt üstü yatmış, altında bulunan taşlar döşek gibi yumuşayıp çukurlaşmıştı. Onu tâkip eden yedi kişi bu hâli görünce imân etmiştir. 6-Lût aleyhisselâm çok uzak yerlerde olan şeyleri görüp haber verirdi. Çocuğu kaybolan biri gelip, nerede olduğunu sorunca duâ etti. Allahü teâlâ da ona bildirdi. O da, çocuğun olduğu yeri söyledi.

    Ahmed bin Hanbel ve ibn-i Mâce'nin bildirdikleri hadis-ü şeriflerde, peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem, Lût kavmi hakkında buyurdu ki: On şet vardır ki Lût kavmi onları yapmış ve o yüzden helâk edilmiştir. Ümmetim ise onlara bir de kendisi katar. Bunlar; livâta (erkek erkeğe münâsebet), fındık gibi taşları sapanla atmak, güvercinle (kumar) oynamak, def çalmak, (kadınlar için düğünlerde ruhsat vardır) içki içmek, (özürsüz) sakal kesmek, (emredilenden fazla) bıyık uzatmak, ıslık çalmak, el çırpmak, (erkekler için) ipek gömlek giymek bir tâne de ümmetim ilâve eder ki; o da kadın kadına münâsebette bulunmaktır. Lû kavminin işini (livâta) yapan mel'undur. Benden sonra ümmetim hakkında en korktuğum şey Lût kavminin yaptığını yapmalarıdır.

    Bugün 79 ziyaretçi (177 klik) kişi burdaydı!
    Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
    Ücretsiz kaydol